Tiyatro Dot

Beyoğlu Mısır Apartmanında oyunlarını sergileyen, 2005 yılında, Süha Bilal, Murat Daltaban ve Özlem Daltaban tarafından kurulmuş olan özel bir tiyatro. In-yer-face adı verilen ve ©ngiltere’de doğmuş olan bir akımın oyunlarını oynuyorlar. Bu akımın anlamı neymiş diye biraz bakayım dedim. Genç oyun yazarlarının başlattığı bu akımla, seyircinin oyuna katılması ve sahnedeki şok edici unsurlarla etkilenmesi amaçlanıyormuş.

Ben “Alışveriş ve S***ş” adlı oyunlarını izledim. Bilet fiyatları 45 liraydı. Tiyatronun oynandığı salon epey küçük bir salon. Tahmini 40-50 kişilik bir kapasitesi var. Biletlerimizi Biletix’ten aldık. Gitmeden önce tiyatroyla ilgili Biletix’teki tanıtım yazısını okuyayım dedim. Buradaki yorumdan birkaç cümle aktarayım.

“En iyi arkadaşınıza aşık olmak gibi…” Tutku, köpük, bant ve şeffaf kağıt katmanlarının altında gömülü. Mikrodalgaların ısınmak için kullanılabilecek tek şey olduğu bir dünya.

ARTIK HİÇ DUYGU KALMAMIŞ…

Reddedilmiş bir neslin değerleri belirlediği yıpratıcı ve tamamen tüketilebilir bir dünyaya, zekice şok edici bir bakış…

“Bu tiyatro, çağdaş tiyatro için bir dönüm ve zirve noktası olarak kabul edilir. Günümüzde klasik bir yapıt olarak değerlendirilen oyun, gündelik yaşamımızdaki şiddeti korkutucu bir ustalık ile anlatan Sadizm ve Marksizm ile yoğrulmuş bir kara komedidir…”

“Ravenhill, komedi ve çirkinliği savaştırır. Kahkahalarla seyirciyi içine çeker sonra yaşadığımız dünyanın acımazlığını soğukkanlı bir biçimde göstererek sarsar…”

“ARTIK İNSANLIK SATILIK!”

Okuduklarım bende, alternatif, güzel bir tiyatro olabileceği düşüncesi uyandırdı.

İlk sahne, disko tarzı bir ortam ve çok gürültülü bir müzikle başladı. İlk saniyede gerici ve hiç hoşa gitmeyen bir elektrik oluştu. Ben oyuncular sahneye çıkınca, oyun ilerledikçe bunun değişebileceğini düşündüm ancak tam tersine gerilim arttıkça arttı. 2 erkek ve bir kadının 3’lü bir cinsel yakınlığıyla başlayan oyun, içerikten yoksun, yalnızca sapkın cinsel ilişkiler ve sözlerle dolu farklı sahnelerle devam etti. Oyundan çıktığımda aklımda kalan tek şey, aklın hayalin ötesinde cinsel içerikli replikler ve sahneler oldu. Oyun televizyonda sahnelecek olsa bip sesinden cümlenin tamamını çıkarmak zor olabilirdi veya replikten çok bip sesi duyardık.

Ben bu oyunda sanat denebilecek herhangi bir öğe bulamadım. Ne bir estetik, bir bütünlük, ne de o saçma sapan sahne ve sözlerin oturduğu bir yer yoktu. Ben tutucu biri değilim ancak açık saçık da olsa bir sahne varsa veya küfürlü, cinsel replikler kullanılıyorsa, bunun oyun içinde bir yeri, bir tamamlayıcılığı, bir anlamı olması gerektiğini düşünüyorum. Ancak bu oyunda sadece iğrençlik vardı. Beyoğlu’nun arka sokaklarındaki diskolardan birine gitsek, bedavaya benzer sahneleri izlemek veya sözleri duymak mümkün olabilirdi. Verdiğim paranın yanı sıra harcadığım zamana da çok yazık oldu.

Bu oyuna giderek paranıza ve vaktinize yazık etmemenizi tavsiye ediyorum. Bu tiyatronun oynadığı oyunların tamamının aynı anlayışa sahip olduğu, bu anlayışı temsil etmek üzere kurulan bir tiyatro olmasından yola çıkarak, bu tiyatronun oynadığı hiçbir oyuna gitmeyin derim.

Bu yazı 2842 defa okundu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.