Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Bu kitapta psikolojik roman furyamın devamı diyebiliriz. Bu dönemler yıldızı tekrar parlamış en çok satanlar listesine tekrar girmiş. Amerika’da psikoloji eğitimi verilen kurumlarda ders kitabı olarak okutulduğunu bile duyduk. Ben tabi babamdan elde ettim :)
Kitabın üslubu çok değerli… Eski, nazik Türkçe’yle yazılmış. Anlamadığım kelimeler çok fazla olmadığından hiç sıkmadı.
Kitabın başlarında başkahramanımız Hayri beyin hayatını ve etrafındaki insanların hayatlarını ayrıntılı bir şekilde anlattığı için bir konusu yokmuş gibi geliyor hatta biraz kafa karıştırıyor. Bu kısımlarda acaba kitap beni hiç sarabilecek mi diye şüpheye düşmedim değil. Daha sonra orada anlatılan insan ve olay kalabalığı ileri kısımlarda çok defa kullanılınca kurgu yerine oturmuş oldu.
Hayri Bey ailesinin talihsizliklerinin kendisinde de olduğuna inanan bu sebeple kendisine ve şansına inanmayan bir insandır. İnsanların psikolojilerini çok iyi gözlemleyebiliyor zaten yazar bu gözlemlerle insanların olaylar karşısında davranış biçimlerinin nasıl değiştiğini okuyucuya çok güzel aktarmış. Hayri Bey tam her şeyi kaybetmiş sefil bir haldeyken nüfuzlu biriyle tanışır. Adam Hayri bey’den ilham alarak var olmayan bir piyasa yaratmaya kalkar. Saatleri ayarlayıp satan bir kurum dünya çapında ünlü olur hatta olaylar biraz kontrolden çıkar. Tüm psikolojik değişimleri Hayri bey’in etrafındaki insanların ona karsı davranışlarında buldum. Fakirken, enstitü zirvedeyken ve enstitü iflas ettiğinde… (Kitabın ilk sayfalarında enstitünün iflası belirtildiği için yazmakta sakınca görmedim)
Olayların içindeyken davranışlarımızın farkında olmuyoruz ama bu kitap gibi her karakterin olaylar karşısındaki tavırlarımızı üçüncü bir gözle izleme şansı bulduğumuzda her şey ne kadar abartılı dursa da daha net, komik ve eleştirilebilir görünüyor.
Bu yazı 1424 defa okundu
- Japon Yapmış - 26/08/2014
- Yaz - 19/08/2014
- Freud’un Kız Kardeşi - 12/08/2014
Bir yanıt yazın