Sandozcu Hoca

Sandozcu Hocaİki ay kadar önce medyada Batmanda dipsiz Çukur isimli yazılar çıkmıştı. Bu yazıyı temel alarak “Delinin Biri Bir Kuyuya Taş Atmış Kırk akıllı Çıkartamamış”  isminde mizahi bir dille eleştirel bir yazı yazdım. Öncelikle bir önceki yazımızın ana fikrini ve içerisindeki espiriyi tam olarak kavrayamayan Yd.Doc.Dr.  Yıldırım Güngör gibi okuyucularımız için iki cümle ile o  yazıda ne demek istediğimizi özetleyelim;

Öncelikle TOKI’nin çürük bir zemine hatta fay hattının üzerine nasıl olupta binalar inşaa ettirebildiği konusuna dikkat çekmek istedim diğer taraftanda kendinden 1500 km uzakta olan bir hususta masa başında haber yapan medya bebelerinin ve iki satır medyada görünmek uğruna bunlara malzeme olan kişilerin durumunu ortaya koymak istedim.

Yazdıklarımın okuyucunun gözünde daha iyi canlandırabilmesi için de Sandoz C, İstanbul Sapphire gibi somut kavramlar ile mizahi kurgulama yaptım. Yazıda bahsi geçen kişilere saldırmak gibi bir niyetim yoktu.

Malum yazımızda adı geçen Yd.Doc.Dr. Yıldırım Güngör yazımızın ana fikrini kaçırmakla kalmamış uykusunu da kaçırmış olacak ki gecenin 3 ünde üşenmemiş  kalemi eline almış engin bilgilerinin Şavk-ı Nuru aydınlığında yazdığı yorumlar ile beni bir güzel parlatmış. Sandoz Efervesan tablet gibi köpürüp kabından taşmış, kendisiyle röportaj yapan medya leşkerlerine gözü kesmediği için durduk yere bana bulaşmış. Cevap hakkının kutsallığına inanan biri olarak şehir dışında olmama rağmen Yıldırım hocamızı daha fazla uykusuz bırakmamak adına hemen cevabi yorumun yayınlanmasını sağladım.  Benim cevabım ise ancak bu haftaki yazıma kaldı.

Öncelikle şunu söyleyeyim yazıdığım yazı sonrasında Batman’daki olayı medyadan takip edebildiğim kadarıyla  bilim insanları Batmandaki Çukurun bir mağaradan ziyade fay hattı olduğu yönünde genel kanıya varmışlar.  Sonuçta dikkat  edilmesi gereken esas konu ise çürük bir zeminin üzerine Başbakanlığa bağlı TOKİ idaresinin konutlar inşa etmekte olduğudur.

Yıldırım hocamızın uykusunu sapıtarak gecenin bir köründe yazmış olduğu yorumlarına cevabım aşağıdadır;

1. Kalsit Minerali = CaCO3 tür. Kalsit bir karbonat mineralidir. Bunun magnezyumlu olanına da Manyezit denir. Onun da formülü MgCO3′tür.Benim CaCO3′ü sakın içmeye kalkışmayın mazallah midenize oturur.

Yıldırım hocam vermiş olduğunuz aydınlatıcı bilgi için teşekkurler. Yalnız bahsi geçen haberde demeç verdiğiniz medya bebesi ne kalsit minerali ne de manyezitin adını yazısında kaleme almış. Bunları bana değil de kendisini gazeteye taşıyan medya bebesine belletmenizi öneririm. Keza hatırlatmak amacıyla medya bebesinin sizin verdiğiniz demeç üzerine yazmış olduğu yazıda geçen ifadeniz aynen şu şekilde;

“300mt derinliğe fay deniliyorsa, 300 mt lik bir atım demektir. Bu da o bölge için anlamsız bir şey. Bu iki tabakanın birbirine orantılı olarak kayması demektir.  Bu belki, fay aynası olabilir ve alanın çok eskiden kalma çöküntü alanı olduğu anlamına gelir. Ancak kalsiyum – karbonat birikimlerinin çok fazla olduğu belirtiliyor. Bu karstik bir mağara olduğu anlamına gelir. Girişi de mağara girişine benziyor”

Kalsiyum karbonat ise Sandoz C nin etken maddesi olduğunu ve beher tabletinde 327 mg içerdiğini Novartis firması sandoz kutusunun üzerine yazmış ve güvenle içebilirsiniz demiş.

2. Bunlar taştır (Mineral aslında ama siz yine yanlış anlarsınız diye korkuyorum). Hani sizin mizah yaparak haksız yere kafa kırmaya çalıştığınız ama cahilliğiniz yüzünden size dönen şey.

Birinci maddede dediğim üzere sizin verdiğiniz demeç üzere yayınlanan yorumunuzda ne kalsit ne de manyezit ibaresini görüyorum. Siz eksik söylemezseniz ve açıkça kalsit ve manyezit derseniz ben niye yanlış anlayayım ki. Diğer taraftan her türlü maddenin kimyasal analizini de okuyucu grubundan beklemeniz biraz hayalperestlik olur.

3. Ben size şimdi Ca desem süt, Potasyum desem Kayısı dersiniz belki ama Ca elementinin magmatik kayaların kayaların içinde % 7-8 civarında, Kireçtaşları içinde de karbonatla birlikte neredeyse % 100 civarında bulunduğunu bilmiyorsunuzdur.

Yıldırım hocam nereden böyle bir kanıya vardınız. Sizin okulda bu bilgiyi kitap üzerinde öğrendiğiniz yıllarda ben babamın kireç ocağında kireç üretmek için önce kireçtaşlarını ocağa diziyor sonrada 3 gün boyunca ocağa odun atıyor, sonrasında ürettiğimiz kireci Türkiyeye satıyorduk. Kireçtaşının ne olduğunu ve duvara sürülen beyaz kirece nasıl döndüğünü siz kitapta öğrenmeden çok önce biliyor ve üretiyorduk. Kireçtaşının kirece dönüşmesinin yolculuğunu bilmeyenler için daha sonra uzun uzun yazarım.

Deniz Bilimleri Enstitüsünde Haymana ovasındaki denizin ilmini araştırdığınız sırada biz potasyum ve sodyum parçalarını laboratuvarda su kaplarını içine atarak şakalaşıyorduk. Yalnız hocam herhangi bir yerden kazayla elinize bir potasyum parçası geçerse sakın ha Sandoz Efervesan tablet ile karıştırmayınız. Aksi takdirde çıkacak gümbürtünün sesi taa Batmandan bile duyulabilir.

4. Bu elementleri oluşturduğu kireçtaşları içinde (Neredeyse % 100 e yakın CaCO3 yani kalsit içerir Sandoz değil. Kalsit bir mineraldir, Sandoz ilaç. Hani hatırlatayım dedim ki kafanız karışmasın) milyonlarca yıllık zaman diliminde suyun bu iki elementi ayrıştırması sonucunda çok büyük ve derin mağara sistemleri gelişir. Örneğin Mersindeki Peynirlikönü düdeni yaklaşık 1500 metre derinliktedir. Bu derinliği de sizin cahilce Sandoz dediğiniz kalsiyum karbonat minerallerinin yani kalsit ve aragonitin erimesi oluşturmuştur. Ülkenimizde böyle çok sandoz (!) mağarası var

Bildiğim kadarıyla bahsettiğiniz mağaralar bin yıllar boyunca suların aşındırması ile oluşmuştur ve bulunduğu bölgede tekil değildir. Kimsede gidip yanına toplu konut inşa etmez.

Sandozcu hocam madem ülkede bildiğiniz doğal sandoz kaynakları var (!) bunu bana değil Sandoz üreticisi Novartis firması ile paylaşınız.

5. Bu arada sanırım biliyorsunuzdur Konya karapınar’da obruk Platosu var. Orada obruklar oluşuyor. Vallahi de billahi de bu obrukların oluşma nedeni de sizin Sandoz (!)

Sandozcu hocam, medya bebeleriyle beraber kucak kucağa fotoğrafa bakıp üzerine yorum yaptığınız fotoğraflardaki küçücük çukur bahsettiğiniz yöredeki geniş obruklara gerçekten benziyor mu? Yoksa fotoğrafı incelerken gözünüz yanlışlıkla çevrenizdeki başka obruk görüntülerine mi takıldı.

5. Bir jeolog eğer bölgedeki kaya yapısını biliyorsa bölgedeki bu tür çukurun nedenin ne olabileceğini de söyleyebilir. Dikkat edin ne olabileceğini söyleyebilir diyorum ne olduğunu değil. Ben bildiğim bir konuda tahmin yürütmüşüm ama siz bilmediğiniz bir konuda saçmalamışsınız.

Bu kadar jeolog un hep ne yaptığını merak etmiştim. Benim tanıdıklarım genelde bankada falan çalışıyor. Herhalde sizin tanıdıklarınızda sıcak odasında Sandozunu yudumlarken okuduğu kitaplardan başını kaldırıp gördüğü her deliğe ahanda bu da mağaradır yorumunu yapıyor. Zira medya leşkerlerinin yazdığı diğer haberlere göre Batman çukuru bilim adamlarınca eski bir fay hattı olarak isimlendirilmiş durumda.

Diğer taraftan bir jeolog olarak madem bölgedeki kaya yapısını biliyorsunuz. Bu tür bölgede yeterli zemin etüdü yapmadan toplu konut inşa etmek sizce de canilik değil mi?

6. Soyal medyada herkesin fikrini belirtmesi çok güzel bir şey. Destekliyorum da ama bilmediğiniz konularda ahkam kesmek yerine birilerine sorsaydınız ben şu saatte size bu notu yazmak zorunda kalmazdım.

Yıldırım hocam uykunuzun kaçmasına üzüldüm. Lakin Sosyal medyanın güzel tarafı insanların karşılıklı olarak görüşlerini aleni olarak tartışabilmesi. Benim yazmış olduğum yazının odağında çürük zemine inşa edilen Toplu konutlar ve istanbulda oturduğu yerde haber yapan medya bebeleri olduğu için ne yalan söyleyeyim Sandozcu Hocanın kim olduğunu araştırmak aklıma gelmedi.

7. Siz bir dost tavsiyesi : Bilmemek ayıp değil ama öğrenmemek çok ayıp. Bir daha bilmeden öğrenmeden başkalarına çamur atmayın. Birisi bir yerde yakalar mutlaka.

Bende size başka bir dost tavsiyesi vereyim. Her uzatılan mikrofonu ağzınıza götürüp iki satır medyada çıkayım diye veya medya bebelerine şirin olayım diye demeçler vermeyin. Editörler söylediklerinizi kuşa çevirir sonra dediğinizin ne kalsiti kalır ne manyeziti, sadece medya maymunu olmakla kalmazsınız bundan sonra üzerinizde şu isim yapışıp kalır;

Sandozcu Hoca

Bu yazı 2643 defa okundu

Murat Tunçer
Latest posts by Murat Tunçer (see all)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.