Mandala mı? O da ne!
Süperaktifin Mangala – Türk Zeka ve Strateji Oyunu hakkındaki yazısını okuduktan sonra bu oyuna ilgim biraz daha arttı. İlk defa bundan altı ay kadar önce İBB yaptığı bir turnuva sayesinde binlerce yıllık Türk Zeka ve Strateji oyunu hakkında bilgi sahibi olmuştum. Mangala web sitesinde yer alan oyun hakkındaki açıklamalar her ne kadar ilgimi çekse de yüzyıllar boyunca yediden yetmişe, herkesin kolayca oynayabildiği sadece dört tane basit kuralı oyunun nasıl oynandığını web sitesindeki açıklamalardan hiç anlayamadım.
Süperaktifin yazısından sonra Mangala oyunu sitesini bir kez daha ziyaret ettiğimde oyunu bilgisayara karşı oynayabileceğiniz bir eklenti yaptıklarını gördüm. Dört kez bilgisayara karşı oynadıktan sonra oyunun tüm kurallarını anlamış oldum. Hatta birkaç oyun sonra bilgisayara karşı ilk zaferimi de elde ettim. Başlangıçta “neresi strateji oyunu bunun” diyerek başladığım oyunda birkaç oyun sonra bilgisayara karşı kendi stratejilerimi üretmeye başladım.
Oyunu güzel kılan aynı hamlelerle en fazla bir kaç oyun alabiliyorsunuz oyunda neredeyse son hamleye kadar kimin kazanacağı belli olmuyor. Aynı kalıpta oynayarak rakibini alt etseniz dahi, rakibinizin farklı bir hamle yapması oyunu kaybetmenize neden olabiliyor. Bu da oyuna büyük bir derinlik getiriyor ve değişik stratejiler oluşturmanız için sizi zorluyor.
Yüzyıllar önce Sultan Sülüman’ın oynadığı bu oyun, akşamları eve gittiğimde oğluma uykuya yatırdıktan sonra en büyük eğlence kaynağım oldu. Süperaktifin yazısından olsa gerek oyunu online oynamanın popülaritesi o kadar arttı ki bir anda site “Bu sitenin bandwith limiti dolmuştur, lütfen daha sonra tekrar deneyiniz” mealinde mesajlar vermeye başladı. Bunun üzerine Mangala oyun setini nereden alabileceğimi araştırmaya başladığımda bir çok e-ticaret sitesinde bu oyunun yer almadığını gördüm. Sadece hepsiburada.com sitesinde onlarca çeşit et pişirme mangalının arasında bu oyunu bulabildim. Hepsiburada.com daki oyun seti resimleri ise Sultan Sülüman’ın oynadığı oyun setinin zarifliğinden sıcaklığından çok uzaktı. Sultan Sülüman’ın oyunu nereden almış olabileceğini düşündüğümde Osmanlıya 450 yıldan fazla payitahtlık yapmış olan Eminönü’ndeki, Yeni Handan almış olabileceği aklıma geldi.
Bir çok kişinin aksine Eminönü vakit geçirme açısından en çok sevdiğim mekanlardan birisidir. Eminönü içerisinde Türkiye’de satılan her türü ıvır zıvır bulabileceğiniz büyük bir alışveriş merkezidir. Eğer yeterli vaktiniz varsa ve Eminönü’nü biraz biliyorsanız bulamayacağınız bir şey yoktur. Mısır çarşısının hemen dışında yer alan KuruKahveci Mehmet efendinin dükkanının olduğu sokağın içerisinde Yeni Han isminde bir çıkmaz sokak vardır. Hanın her ne kadar isminden başka hiçbir şeyi yeni olmasa da bu sokakta tavladan, satranca, dominodan, kızma biradere, oyun kağıtlarından, okeye, monopolyden envayi çeşit kutu oyunlarına her türlü ıvır zıvır satan onlarca dükkanı bir arada bulabilirsiniz. Hem de her oyunun onlarca çeşidi vardır. Gönlünüze bütçenize uygun ne varsa onu seçerek satın alabilirsiniz.
Burada her ne kadar konumuz olmasa da bu hanın sokağında küçücük bir ocak başı var. Orada yediğim tavuk şişin lezzeti hiçbir yerde yok. 6 m2 lik küçücük dükkanda üst üste yığılmış insanlar kocaman iki sininin başında yemek tıkınıken görünce sizde boş bulduğunuz yere eklenin ve kendinizi ödüllendirin.
Hanımın verdiği sipariş listesindeki kuruyemiş, baharat, kahve bilumum abur cubur alışverişini tamamladıktan sonra Yeni Handaki ilk dükkana girdim ve
“Mangala oyunu var mı?” diye sordum.
Satıcı bana tuhaf tuhaf baktıktan sonra “nasıl bir oyun?” diye sordu. Eski bir strateji oyunu olduğunu söylediğimde ise “Sen tangram arıyor olmayasın” diye bana başka bir oyunu kakalamaya çalıştı.
Oradan çıkıp başka bir dükkana girdiğimde yine aynı soruyu sordum
“Satıcı “Yok abi. Bu oyunu entertoy yeni mi çıkarttı diye bana karşılık verdi”
400 yıl önce prototipini sultan Sülüman için yapmış şimdide piyasaya sürmüş, binlerce yıllık Türk Zeka ve Strateji oyununu nasıl bilmezsiniz diyecek olduğumda satıcının hangi okey tahtasını şunun başına ekleştirsem diye gözlerini okey tahtaları bölümünde döndüğünü gördüm ve kendimi dükkandan dışarıya zor attım.
Tam aramaktan vaz geçecekken malum soruyu sorduğum bir satıcı “Yok abi bizde kalmadı” diye uyanık bir cevap verdiğinde bir kaç dükkana daha sormaya cesaretini kendimde buldum.
Kafam da evdeki kuruyemiş tabaklarını kullanarak eldeki kuruyemişlerle bu oyunu oynayıp oynayamayacağı mı? Eğer bu şekilde oynamaya çalışırsam Hazinedeki kuruyemişleri rakipten nasıl kurtaracağımı düşünürken son kez aynı sokakta yer alan başka bir dükkana girerek malum soruyu bu satıcıya da yönelttim.
İntertoysun çinde ürettiği global oyunlarla toplumca genç beyinlerimizi o kadar zehirlemişiz ki satıcıdan aldığım cevap binlerce yıllık bu Türk Zeka ve Strateji oyununun yeniden tüm kesimlerce yaygınlaşabileceği konusunda tüm ümitlerimi yerle bir etti.
Sorduğum soruya satıcının verdiği cevap:
Mandala mı? O da ne!
Not: Bu yazı Eminönü’nde İşyerine dönüş yolunda yazarın kafasında yazılmış daha sonra kaleme alınmıştır.
02/02/2011
Murat TUNÇER
Bu yazı 4225 defa okundu
- Sonunu Düşünerek Yazıya Başla - 09/09/2016
- Hıdrellez - 11/11/2013
- Cehennem - 12/07/2013
Bir yanıt yazın