Kar İzlenimleri
İstanbul’da 2 günlük kar yağışı altında yaşadıklarımı kaleme almazsam olmazdı :p
Zira bugün arabamın üstündeki kar’ı temizlerken acı gerçeği farkettim; çocukluğumda arabaların üstünde biriken kar en ideal kartopu malzemesi olarak büyük saygı ve sevgi duyulan birşeyken, bugün işe bir an önce yetişebilmek için arabanın üstünden hızlıca ve hunharca süpürülmesi gereken birşey haline gelmişti :( Ne ara bu kadar zalim olduk? Ne ara çocuk ruhumuzu kaybettik?
Antalya gibi nerdeyse hiç kar yağmayan yerlerde yaylaya kar yağdı diyerek koca koca insanlar arabaya doluşup kartopu oynamaya gidiyorsa hala, bunu büyümeye bağlamak haksızlık olacaktır.
Peki acaba bunu bize yaşadığımız şehir yapmış olabilir mi?
Sorun büyümemiz değil yanlış yerde büyümemiz yada bulunmamız gibi sanki.
21. yüzyılda gelişmekte olan (hatta bazılarına göre gelişmiş – hatta daha da bazılarına göre dünya lideri) bir ülkenin en büyük şehrinde kar yağışı nasıl oluyor da insanların hayatını, planlarını hatta daha da önemlisi psikolojisini bu kadar mahvedebiliyor.
Abartma canım diyenlere birkaç örnek verelim hızlıca, sosyal medyada tt olan konular okullar tatil olsun, işyerleri tatil olsun oldu. Sadece benim bildiğim 2 ya da 3 etkinlik, seminer vb. “Etkili Kar Yağışı” nedeniyle iptal oldu. Hatta buna Galatasaray’ın ertelenen ve her nasıl oluyorsa bir gün sonra aynı hava şartlarında oynanan Şampiyonlar Ligi maçını da eklemek gerekir. (Ayrıca yeri gelmişken Galatasaray’ı da tebrik ediyor ve başarılar diliyorum)
Rusya, Kanada gibi ülkelerde durum nasıl acaba, adamlar yılın 8 ayını “Etkili Kar Yağışı” altında geçiriyorlar.
Okullar ve İş Yerleri bu sürede kapalı mı mesela.
Rubin Kazan Şampiyonlar Ligi maçlarının sadece yaz’a denk gelen kısımlarını mı oynuyor?
Bu ülkelerde Seminer, Konferans, Konser vb. etkinlikler sadece yaz aylarında mı yapılıyor?
Ne dersiniz? :(
Bu yazı 1848 defa okundu
- Trello ile Yeni Yıl Hedeflerinize Ulaşın - 16/11/2024
- 2016’da Neler Okudum - 16/01/2017
- Bir de Piri ile Gez - 09/01/2017
Bir yanıt yazın