Güle Güle Akbil, Merhaba İstanbul Kart
Lise birinci sınıf sonunda hayatımın en önemli olaylarından birisini yaşadım, bir yaz Londra’da dil okulu eğitimi aldım.
Benim için büyük bir olaydı zira ilk yurtdışı seyahatim olacaktı.
Babamın öğüdünü hatırlıyorum; oralarda dikkat et, etrafı gözlemle, Türkiye’de olmayan şeyleri öğrenmeye çalış.
Benim için çok yararı olmuştu geçirdiğim her anın.
İlgimi çeken çok önemli bir şey görmüştüm; tren ve otobüsler için insanlar istasyonlarda makinelere para atıp kartlarını iniş/binişlerde kullanıyorlardı.
Bu nasıl olabilirdi diyemeden ben de kullanmaya başladım.
Mucizevi bir şeydi zira 90’larda Samsun’da ulaşım biletle yapılıyordu ve belediye memuru olan kişilerin mesaisi bitip duraktan ayrıldığında bir anda çingene çocuklar ortaya çıkıp fahiş fiyata bilet satıyorlardı.
Cüzdanımda hep yedek bir biletim bulunurdu.
Ama soramadan da edemezdim kendime; ya biletim olmazsa.
Yıl 2000’ler ve İstanbul’da ikinci nesil akıllı ulaşım sistemlerinden olan akıllı kartım bu sabah emekli olan Akbil’imin yerine geçti.
Mutluyum…
Sadece 20 yıllık bir faz farkı vardı zira :)
Bu yazı 2923 defa okundu
- Hoca Ne Düşünüyor? - 29/08/2014
- Türkiye’deki Yükseköğretimin Evrimi - 22/08/2014
- Ders Vermek… - 01/08/2014
Bir yanıt yazın