Babba. Hadi! Hopp ba! Akka, bye bye…

Babba. Hadi! Hopp ba! Akka, bye bye…Oğlum aramıza katıldığından bu yana tam 20 ay geçti. Geriye dönüp baktığımızda avuç içi kadar, sürekli ağlayıp duran bebeğimizin 20 ayda ağırlıkça 4 katı boyca neredeyse 2 katına yakın büyüdüğüne inanamıyorum.

Eve geldiğinde sürekli ağlama sesleri (sonradan bitmek bilmez iştahından olduğunu anladık) önce kelimelere, sonrasında emir cümlelerine dönüştü. Aslında siz çocuğunuza ana diliniz öğretmeye çalışırken o size çaktırmadan Bebekçe dilini öğretiyor. Bu günkü yazımda geçen bir yılda oğlum Borayla aramızda geçen bazı diyaloglara yer vereceğim.

Bora henüz 6 aylıkken ilk kelimesi ağzından çıktı. Çok kısa süre sonrada bunu bilinçsiz bir ses çıkartma olmadığını gerçekten anlamı ile kullandığını bize öğretti. Oğlumun ilk kelimesi baba, dede veya anne değildi. İlk kullandığı kelime;

Mamm!

İlk başta bazı arkadaşlar çocuğun İngilizce konuştuğunu anne demek istediğini savundular. Ama bir gece sabaha karşı 4’te itfaiye sireni gibi çalan

Mammm! Bağrışı ile yataktan fırladığımızda ve bunu susturmanın tek yolunun ağzına biberon ile mamasını dayamak olduğunu keşfettik. Paşa hazretleri uykuya kalıp bir saat yemek saatini geciktirdiğimiz için bizi uyarıyordu.

Çocuğundan anne demesini bekleyen yeni anneler ve anne adayları için söyleyeyim daha çok beklerler. Benim gördüğüm tüm çocuklar anne den, önce baba kelimesini  söylüyor. Anne kelimesinin ağızdan çıkması çok sonra oluyor. Bizim oğlanda mamm! Kelimesinin ardından sırasıyla

Baba, Verr kelimelerini öğrendi.

Anne kelimesi ise al, gel gibi diğer kelimelerin ardından geldi.

Bunun nedenini kısa zaman sonra anladık. Çocuk ihtiyaçlarını karşılanmasına göre derdini anlatmaya gayret ediyor.

6 ay kadar önce bir Pazar sabahı sabahın 7 sinde

Baba mamm verr!
Sesiyle uyandık.

Çocuk düşünenler veya yeni çocuk sahibi olanlar için söyleyeyim, ilk bir buçuk yıl boyunca her gece 3 ile 5 ararsı uyanmaya ve Pazar sabahı dahil en geç 7 de uyanmaya hazır olun.

Bizim hanım

Çocuk seni çağırıyor git biberonunu hazırla ver!

deyip işi bana yıktıktan sonra Pazar sabahı saat 7 de döndü arkasını yattı. Ben biberonunu mamasını hazırlayıp paşa hazretlerini doyurduktan sonra yatağıma geri döndüm. Beş dakikalık kısa bir sessizliğin arkasından bizim oğlan yeniden başladı;

Anne. Anne!Anne gel.

Diye seslenmeye başladı, bu sefer ben sıra sende bak seni çağırıyor diyerek topu hanıma attım. Eşimin kalıp çocuğun yanına gitmesinin arkasından bir çığlık yükseldi,

Bora sen ne yaptın içeriye kokudan girilmiyor?

Tahmin edeceğiniz üzere oğlanın annesini çağırmasındaki neden altının temizlenme ihtiyacıymış.

Geçen sürede kelime hazinesi gün be gün gelişti,

Babanni,Hadi, al, ver, hayvan sesleri taklitleri vb.

Oğlum artık yaşıtları kızlara karşı büyük bir ilgisi var, nerede yaşıtı bir çocuk görse bebek bebek diye peşinden koşturuyor,

Kız kendisinden biraz büyük ise hemen ben bebek değilim diye bizim oğlanı tersliyor. Neyse ki bora bu duruma karşı verecek cevabı da öğrendi

Abbla!
Kız buna da bozulursa Kardişş…

Geçen gün Borayla annesini beklerken Migrosun önünde yaşadığımız bir olayı anlatmadan önce size şunu sormak istiyorum.

Dilini en fazla üç beş kelime konuşabildiğiniz bir ülkedesiniz, güzel bir hanım gördüğünüzde nasıl ilgisini çekersiniz nasıl yaklaşırsınız?

Ne yapacağını bilemeyenler için bizim oğlanın yaklaşımını size aktarayım.

Migrosun önünde bizim hanımın Migrostan çıkmasını oğlumla beraber beklerken, annesinin dibinde ağlayan iki üç yaşlarında bir kız çocuğu gördük.

Kız oğlumun ilgisini çekti. Belli ki kıza yaklaşıp

Ağlama küçük hanım,
Silin göz yaşlarınızı güzelliğinize yakışmıyor.
Bu arada benim adım bora sizin ki ne?

Gibisinden bir muhabbet başlatmayı kafasına koyduğunu her hareketinden mimik ve jestlerinden belli etmeye başladı.  Bende merakla bizim oğlanın ne yapacağını merak ederek kıza doğru hamle etmesine izin verdim.

Bora kıza doğru biraz baktıktan sonra kızın ağlamaktan kendisinin farkında olmadığını kavradı ve kızla muhabbete başladı.

Allooo!

Sesi duyan kız kısa bir şaşkınlıktan sonra sesini kesti ve Boraya doğru baktı. Bunun üzerine bizim oğlandan ikinci hamle geldi, en şirin halini takıp yanağındaki gamzeleri öne çıkartacak

sıcak bir gülüş attı kıza. Bunu üzerine bende oğlana yardımcı olmak için

Oğlum adını söylesene kardeşe.

Bora Ne diyo oğlum?

Boya

Baktım kızda oğlana pas veriyor bizimkisi de alınca elektriği kıza yaklaşmaya başladı. Bir iki gülücük kendi dilerinde agu bugudan sonra Bora kıza iyice sokulmuş kızın elini tutmaya çalışıyordu.

Eşimin bizim oğlana son öğrettiği kelimenin Aşkitom olduğu aklıma gelince iş iyice çığırından çıkmadan müdahale etmeye karar verdim,

Gel oğlum evimize gidelim. Cevap gayet basit ve net.

Gelmemm!…

Yazının başında da belirttiğim üzere artık kelimelerden ziyade kendi lehçesiyle emirler yağdırıyor paşam.

Geçen sabah ben tıraş olurken yatağından bana sesleniyor Babba, baba diye. Yanına gittiğimde ise komut kısa ve netti

Babba, Hadi! Hopp ba, Akka, bye bye…

Not: Henüz bebek lehçesi gelişmemişler için meali şudur.
Baba beni yataktan çabuk al, ayakkabılarımı giydir, dışarıya gezmeye gidelim!

Bu yazı 3427 defa okundu

Murat Tunçer
Latest posts by Murat Tunçer (see all)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.