Nükleer Kaçınılmaz Cehalet Seçenek Değil

Bu yazıya nasıl bir başlık koysam diye çok düşündüm en sonunda bir önceki hip-hop ile ilgili yazımdan da etkilenmiş olsam gerek böyle bir başlık çıktı ortaya. Başlıkları okuyup yazılarımı okumayan dostlar bu sefer konuyu anlamak için yazımın tamamını okumak zorunda kalabilir :p

Rusya Akkuyu’ya nükleer santral kurmak için gereken izni aldı.

Amerika kendi evinde 1970’lerden bu yana nükleer santral kurmuyor* ama Türkiye’ye nükleer santral kurma konusunda yardım etmeye çok istekli olduklarını söylüyor**,  hatta bunu öyle bir yerde söylemişki haberin tamamını dikkatlice okuyun.

* (bkz. wikipedia: Obama yönetimi Georgia’da kurulacak Nükleer Santral için 8 milyar dolarlık kredi garantisini onayladı. Eğer proje gerçekleşirse bu 1970li yıllardan beri Amerikada kurulacak ilk nükleer santral olacak)[1]

** (bkz. Sabah Gazetesi: ABD’den Türk rüzgârına 1 milyar dolarlık kredi {yanlız başlıkla haber muhteşem uyumlu :) o yüzden adamların parayı neye verecekleri muallak}) [2]

Çevremdeki insanlar nükleer enerjinin sanıldığı kadar tehlikeli olmadığını, bunun kaçınılmaz olduğunu söylüyor. Dinlerken kulaklarıma inanamıyorum.

İşte benim bildiklerim:

  • Amerika 1970li yıllardan bu yana yeni nükleer santral inşa etmemiş. [1]
  • 1975-1980 yılında Amerika’da inşaatına başlanmış yada proje halindeki 63 nükleer santralın yapımı durdurulmuş [3]
  • Amerika Kıtasındaki Nükleer Santral Sayısı 127 – Yeni Planlanan 4
    Batı Avrupa Nükleer Santral Sayısı 130 – Yeni Planlanan 1
    Doğu Avrupa Nükleer Santral Sayısı 66 – Yeni Planlanan 4
    Asya Nükleer Santral Sayısı 110 – Yeni Planlanan 19

    Yukardaki rakamlara bakınca zeki Asyalıların bildiği ama aptal Avrupalı ve Amerikalıların bilmediği birşey olsa gerek.

  • Şimdi aranızdan bazılarının “Murat yukardaki rakamlara bakarsan Amerika, Avrupa zaten yeterince sayıda yapmış zamanında demek ki ihtiyaç yok” dediğinizi duyar gibiyim. Sıkı durun Amerika toplam enerji ihtiyacının %19 unu nükleerden sağlıyor.
  • İhtiyaç meselesine gelince, bırakın 1970’i, 10 yıl önce Google, Facebook, Twitter gibi firmaların olmadığını, bu firmaların bilgi işlem üsleri için bağımsız enerji kaynaklarına ihtiyaç duyduğu bir dönemde olunduğunu bir düşünün? 1970li yıllardan bu yana Amerika’nın enerji ihtiyacı acaba ne kadar artmıştır. Peki acaba Amerika bu sürede neden bazı arkadaşlarımın dediği gibi “Nükleer Eneji kaçınılmaz” diyerek yeni santraller inşa etmemiş, hatta inşasına başlanmış bir çok projeyi durdurmuştur.
  • Avrupa ve Amerika bu konulara ne kadar soğuk yukarıda ki rakamlar açıkça belirtiyor zannedersem.
  • Bir ara bir yazımda Google’ın Rüzgar Enerjisine yaptığı yatırımı, Tesla Motors firmasının elektrikli araç üretmek için aldığı yatırım teşviklerini, MIT’nin mühendislerinin güneş pilini kağıda basabilen yazıcılar keşfettiğini anlatalım, görünen o ki biz anlatmazsak kimsenin anlatacağı yok.

Şimdi başlığa dönecek olursak. Dünya da facebook kullanımında ilk 3 teyiz ama zahmet edip birileri bize birşey söylediğinde bir arama yapıp acaba gerçek mi diye kontrol etmeye üşeniyoruz. Üşenmeyin benim yazdıklarımı da kontrol edin derim hatta ;)

Üstüne üstlük doğruluğundan emin olmadığımız bu konuları “Nükleer sandığınız kadar tehlikeli değil”, “Nükleer enerji kaçınılmaz”, “Rüzgar enerjisinin verimi çok düşük” şeklinde rahatça etrafımıza yayıyoruz.

O yüzden ne diyoruz :) “Nükleer Kaçınılmaz Cehalet Seçenek Değil”

Sizlerin de bu konuda ki değerli görüşlerini duymak isterim yorumlarınızı eksik etmeyiniz.

Bu yazı 2823 defa okundu

Murat Zaralı
Latest posts by Murat Zaralı (see all)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.