Bilim, Bilirim, Bilir miyim? Vallah Bilmirim!
Dün, hemen hemen tüm Türk medyasının internet sitelerinde aynı haber başlığına rastladım. Bilim ve reklamın en iyi şekilde harmanlandığı bu haberi okudukça “yok artık bu kadar da olamaz yaa” diye ağzım açık bi şekilde kaldım. Genelde başlıklar aşağıdaki gibi:
Milliyet: Türk Doktordan Büyük Buluş
Hürriyet: Tüm Kanser Hücrelerini Öldürmeyi Başardı
Habertürk: Kanserin Yüzde Yüz İlacını Bulduk
Zaman: Kanserin Yüzde Yüz İlacını Bulduk
Star: Kanserin İlacı Bulundu
Malum başlık etkileyici olunca “bu neyki la !!” diye merak edip açıp okuyoruz. Eh bende bu yazının kapak resmini bu manşetle süsleyeyim artık. Ama içerik farklı olacak :))
Şimdi görmeyenler, bilmeyenler için haberi kısaca özetleyeyim. Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Farmakoloji Anabilim dalı başkaı Halis Süleyman, çalışmalarını hızlandırmak için Atatürk Üniversitesi’ nden Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’ne geçmiş (bu kısma hala gülüyorum), burada sürdürdüğü çalışmalar neticesinde daha önce geliştirdiği mide kanserini önleyen ilaçları hayvanlar ve kanser kültürleri üzerinde deneyerek kanser hücrelerini %100 yok etmeyi başarmış. Tıp dünyasında devrim yaratacak (!!!) buluşun kaynağı şimdilik sır gibi saklanıyormuş (Allah’ım sana geliyorum). Bir bitkiden (sırlı bitki) elde edilen etkin madde ile kansere %100 çözüm bulunurken, ilacın 1-2 yıl içerisinde insanlar üzerinde denenmeye başlanması planlanıyormuş. Halis Hoca ilacın biran önce insanların hizmetine sunulabilmesi için destek bekliyorum demiş (alttan mesajı vermiş en azından)
Haberleri okuduktan sonra, “ya arkadaş kimdir bu hoca, bu universite ne yapar ne eder” diye kısa bir google araştırmasından sonra açık olan ağzımı kapayıp sinirden tepinmeye başladım. Girdiğim sayfaların bir tanesinde (radikal gazetesi) Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nin geçmişte onlarca yıl önce yapılmış araştırmaları basın bülteni olarak yayınlanmış ve sigaranın sağlığa zararlı olduğunun tekrar keşfedildiğini duyurmuş. Şimdi ise henüz bilimsel bir makalede yayınlanmamış sırlı bilimsel bir çalışma ile sağlık ve ilaç endüstrisinin tüm dinamiklerini değiştirecek bir buluş yapıldığından bahsediliyor.
Aslında bu haberlere iki açıdan yaklaşmak lazım. Bi Halis hocamın gözünden birde medyadaki reklamcılık paranoyası gözünden. Şimdi Halis hocamın durumu aslında malum, aslında akıllı oynuyor da denebilir. Dünya’nın neresinde olursa olsun, akademi de olan hemen herkesin ortak problemi araştırma projeleri için gerekli olan maddi destektir. Belli ki Halis hoca da aynı sıkıntı içinde ve medyayı da bir reklam olarak kullanmayı denemiş. E medyamız da malum.. hitap ettiği kitleyi hangi seviyede gördüğünü koyduğu başlıklardan anlayabiliyoruz. Halis hoca da bunun farkında elbet ;) o yüzden haberde aşağıdaki demeçlere ağırlıklı olarak yer vermiş sanırım.. Üniversite’mizim adı da malum :)) bağımlılık yemini yapılmış belli:
Atatürk Üniversitesi’nden Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne geldim. Bu üniversiteyi başımın üzerinde taşımak istiyorum. İnşallah destek alıp bu çalışmalarımızı en kısa zamanda sonuçlandırırız. Ancak maalesef ülkemizde üretim politikası yok.. Tüm dünyanın peşinde olduğu çalışmaya Türkiye’den gereken destek sağlanmıyor
Hal böyle olunca, bide bu durum bu şekilde halka yansıtılınca kafama duvarlara mı vursam, ayağıma lastik bağlayıp damdan mı atlasam bilemedim. Aslında medyamızın haber manşeti stratejisi aynı. Buna benzer bir başlığı daha önceki bir yazımda belirtmiştim. Ülkemizden çıkan bilimsel çalışmalar gazeteler tarafından haber yapılırken, rastgele bir biçimde şu cümleler ekleniyor:
Bütün dünya bu Türk’ün peşinde
Beyaz Saray bu adamı konuşuyor
Türk deha dünyayı salladı
Destek sağlansa Türk sinir hücreleri beyinden taşar dünyayı ele geçirir…
Gelelim şu sırlı bilimsel çalışmaya.. Şimdi daha çalışma akademik bir dergide, konferansta yayınlanmamış. Tıp dünyası bu çalışmaya resmi yorumlarda bulunmamış. Ya daha bitkinin ismi bilinmiyor. Bütün dünya işi gücü bırakıp bu çalışmanın peşinden niye koşsun ? Bütün dünya ruh hastası mı ?? Sen hücreleri alıp asite bandırsan %100 ü yine ölür !! bu sırlı bitki kanser hücrelerinin hepsini nasıl öldürüyor? enzim-substrat ilişkisi nasıldır? Farelerde kanser gelişmedi ne demek bir kere !! bu hayvanlar tümor yapmaya meyilli de bunların tümor yapmasımı engellendi ? eğer öyleyse nasıl kanıtlanacak? Herşeyi geçtim.. Allah rızası için biri bana şunu açıklasın: %100 çalıştı nasıl bir istatistiktir arkadaş !! Alın burdan okuyun. Hali hazırda “ilaç buldum” dedikten sonra klinik deneylere girip insanlarda test edilen ilaçların sadece 5000’de 1’i yeterince kullanışlı bulunuyormuş. Bu sırlı bitkiden üretilen ilacın şansı ne ki !! Bütün ilaç firmaları kafayı mı kırdı ? Böyle bir ilaç için birbirlerini yiyeceklerine hep bir araya gelip iddia kuponu doldursunlar daha iyi.. bakarsın tuttururlar da yeni araştırmalara kaynak yaparlar.
Yukarıda da belirttim. Halis hoca oyunu memleketimin şartlarına göre oynuyor. Belli ki elinde yapmak istediği çalışmalar projeler var. Bilim insanıdır takdir ederim, aradığı destek verilsin çalışmalarına devam etsin. Ama hocam tıp gibi önemli bir alanda yapılan çalışmalar da bu kadar ayak altına alınmaz ki. Çalışmalar elbette haber olsun ama bilimsel kaynaklar ile, destekleyecek veriler ile.. “Abla şeker gibi karpuzum var verem mi” mantığıyla değil !! (haber tarihlerine dikkat !! 2007, 2008,2009).
Bir de medyaya çatacağım. Medya artık okuyucu kitlesine bu hakareti yapmamalı. Tamam toplumun her kesimi aynı eğitime sahip değil. Ancak bu medyanın okuyucularına sığır muamelesi yapma hakkını tanımaz. Evet bence bu tür haberler ile sığır yerine konuluyoruz, en azından ben öyle hissediyorum. Tabanı sayısız verilere, kanıtlara dayanan bilimsel haberlere manavdaki karpuz muamelesi yapmayın artık !! Bilimsel haberlerin yanına “kaynım bana atladı, ben de ona atladım” tarzı haberleri koymuyormusunuz deli oluyorum. Tüm memleketi örgütleyip alayınıza atlayasım geliyor. En son “Bilmem kim profesör depremin olacağı tarihi açıkladı” diye bir haber başlığınızı gördüm, haberiniz olsun yedi sülalenizle akrabayım.
Son olarak şuanki ve bundan sonraki (aynı veya farklı anlayışa sahip) hükümete birşeyler söylemek istiyorum. Bütün bunlar sizin eseriniz !! Halis hocanın düştüğü durum, medyanın bizlerle alay edişi.. bunların hepsine sebep sizlersiniz. Akademik, bilimsel çalışmalara gereken değer verseniz ne bugün Halis hoca elindeki bilimsel çalışmaya karpuz muamelesi yapar, ne de medya bizlere sığır muamelesi yapar. Yaşımın bana gösterdiği kadarıyla bu zamana kadar gelip geçen hiçbir hükumet bilime ve bilim insanlarına gereken değeri vermedi. Ben eminim ki ülkemizde Nobel’e layık bilim adamları ve çalışmalar mevcut. Tek beklenen ise ihtiyaç olunan maddi destek.
Bu yazı 1305 defa okundu
- Lentokonesuihkuturbiinimoottoriapumekaanikkoaliupseerioppilas - 17/03/2015
- Japonya(2): Yokohama, Suşi, Wasabi - 14/01/2015
- Japonya (1): Türk’ün İlk İmtihanı - 08/09/2014
Bir yanıt yazın