Paris İzlenimlerim
1. Pahalı olsun, salaş olsun ama şehir merkezine yakın bir yerde kalın (ben havaalanı otelinde kaldım. Bir yere gitmeniz gerektiğinde 30 dk’da bir kalkan shuttle ile havaalanı gidip oradan insansız giden orlyval dedikleri bir trenle RER dedikleri banliyö sistemine ulaşıyorsunuz onunla şehir merkezine ulaşıyorsunuz hatta bazı yerler için bir de metro aktarması gerekebiliyor. Tüm bu aktarmaları üst üste koyunca zamanın büyük bir kısmı yolda geçiyor.)
Şöyle düşünün; Viaportun yanına yapılan Crown Plaza otelde kalacaksınız otel sizi sadece Sabiha Gökçen havaalanına getirip götürecek ve siz de oradaki imkanları kullanarak İstanbul’u gezeceksiniz.
2. Paris’e öğlen 2 gibi vardığım için ve madde 1de bahsi geçen nedenlerden dolayı akşam dönüşümü biraz erken tutayım dedim ve 7 gibi dönmeye kalktım; çok büyük hata saat 7 tam buranın da iş çıkış saatleri ve şunu rahatlıkla söyliyim ben bizim metrobüsün gözünü seviyim arkadaş.
Enteresan olan şu burada da insanlar biraz daha sıkışabilir miyiz diye soruyor ama herkes tatlı sert ve hep bir ağızdan hayırrrrr deyince kimse binmeye çalışmıyor :)
3. Fransızlar klima olayına Fransızlar :)
Burada hava cehennem gibi toplu taşıma araçlarında sıcaklık katlanıyor banliyöde maruz kaldığım sıcağı yazımda nasıl tarif ederim diye düşündüm ve buldum :) t-şirtle saunaya girmek verilebilecek en güzel örnek
Fransız modacıların yaptığı bol dekolteli, yerine göre transparan yada aşırı ince kumaşlardan yapılan tasarımları şimdi daha iyi anlıyorum. Zira burada başka birşey giymek mümkün değil.
4. Memleketimde ayağını süs havuzuna sokanlara kıro diyoruz ya, burada herkes kiro :) yine madde 3 gereği bütün süs havuzlarının kenarları ayaklarını havuza sokmuş bir sandalyeye oturmuş güneşlenen ve kitap okuyan tiplerle dolu.
5. Paris’i gördükten sonra İstanbul’u görmeye gelen turistlere şaşıyorum doğrusu İstanbul’da ne buluyorlar ki, oysa ki Paris’te sıradan birşeye rastlamak mümkün değil insan herşeyin fotoğrafını çekmek istiyor, aynı duyguya daha önce de Amsterdam’da kapılmıştım.
Eğri oturup doğru konuşalım biz istanbul’dan geriye pek birşey bırakmamışız, bir saray orda, bir cami yada kilise burda geriye kalan bunlar.
6. En önemli madde, zaten yapmazsınız da, yine de soyliyim;
Paris gibi bir şehri yanınızda biri olmadan gezmenin hiç bir keyfi yok.
Ben eğitim için geldiğimden, biraz da apar topar son anda olduğundan, mecburen yanlız geldim.
Böyle bir şehirden, eminim yanımda sevgilim, arkadaşlarım olsa 100 kat daha fazla keyif alırdım.
Bu yazı 6057 defa okundu
- Trello ile Yeni Yıl Hedeflerinize Ulaşın - 16/11/2024
- 2016’da Neler Okudum - 16/01/2017
- Bir de Piri ile Gez - 09/01/2017
Bir yanıt yazın