Kasımda Berlin
Yıllardır Berlin’i özellikle iki kenti birbirinden ayıran o garip duvarı görmeyi duvara dokunmayı çok isterdim ve nihayet kasım ayında Pegasus hava yollarının uçuşlarından biri ile bu hayalimi gerçekleştirdim. Geçtiğimiz yıl Pegasus’un uçuşları ile bir çok ülke gezme imkanım oldu, umuyorum uçuş noktaları daha da genişler.
Berlin’e ilk indiğim anda hava alanında gördüğüm manzara Berlin’in aslında küçük bir İstanbul oluşuydu. Oradaki gurbetçilerimiz Almanya’ya uyum yerine onları kendilerine uydurmayı gerçekten ustalıkla başarmışlar. Örneğin otobüs duraklarında hem almanca hem Türkçe açıklamaları olması, hemen hemen gitiğiniz her yerde karşılaştığınız Alman’ların Türk müsünüz diye sormaları ve Evet cevabı ile cümlelerine merhaba, günaydın ya da iyi akşamlar diyerek başlamas. İki günlüğüne gittiğim bu şehir beni gerçekten çok etkiledi.
Tabi bu yolculuğun tatsız tarafları da yok değil, vize konusunda o kadar zorlandık ki vizeyi aldığımızda Almanya’da oturma izni almış kadar mutlu ve gururluyduk.Bu vesile ile söylemek isterim Almanya’ dan vize almak oldukça zor ve meşakkatli bir süreç gerektiriyor.
Ve şimdi Berlin yolculuğumuz Yolculuk schoenefeld havalimanından başlıyor :)
Hava limanından şehre trenler var 40 dk gibi sürüyor RE7-RB14 hatlarıydı sanırım, biz gece saat 23 :00 civarı hava limanındaydık taksiyi tercih ettik, 35 EUR bedel ödedik (hava limanından kufustendamm)
otelimiz Azimut Hotel lokasyon olarak oldukça merkezi ve güzeldi. Her ne kadar otele yerleşmemiz bir parça sorun olsa da ! (resepsiyonist beyefendi önce rezervasyonumuzu bulamadı, otelde yer olmadığını belirtti ve sonra bu sorunu çözmek için çaba harcadı, olmayan bir sorun ile uğraşarak en sonunda rezervasyonlarımızı bularak otele yerleşmemizi sağladı, olmayan bu sorunu çözerkende süperman edasıyla bıyık altından bir gülüş fırlatmayı da ihmal etmedi. Nihayet otele yerleştikten sonra saat 01:00 e kadar otel civarında dolaştık yemek yedik vs.
Ertesi sabah güzel bir uykunun ardından erkenden kendimiz yollara attık tabi sadece iki günümüz var, zamanı verimli kullanmalıyız.
Nereden Başlamalıyız?
İlk gün direk Turist infoya uğradık çokta isabetli bir karar veriş olduğumuzu iki gün boyunca sürekli konuştuk. İlk gün için şehir turu aldık, (sightseeing city) saat 17:00 a kadar geçerli biz sabah 8 den akşam 17:00 a kadar turdan faydalandık kişi başı 16 EUR ile tüm Berlin’i dolaşma fırsatımız oldu, Doğu Berlin, Berlin Duvarı, Check Point Jack,gibi noktaları sightseeing ile ve rehber eşliğinde görme ve tanıma fırsatımız oldu.
Ertesi gün yapacağımız yolculuk için tüm gün geçerli public transport (otobüz tren ) bileti aldık turist infoda biletin SBAHN (tren içinde geçerli olacağını belirtin biz havalimanına dönüşü trenle yaptık )bu arada 5 kişi için grup indirimi vardı tüm gün geçerli public tranport için toplam 15 EUR ödedik
Yeme İçme
Kufurstendam cadesinde çok şık restoranlar var, biz ilk gece Kempinski oteli biraz geçince çok güzel bir resturant var ama adını hatırlayamadım hem dışarıda oturup hem de yemek yiyip hem de içkinizi içebilirsiniz.Özellikle deniz ürünlerini tavsiye ederim şaşırtıcı bir şekilde Berlin de deniz ürününe doyduk diyebilirim.
Türk dönerinin mutlak Tadına bakın, Türkiye den gidipte döner mi yenirmiş demeyin, bambaşka bir dönerle karşılaşacaksınız.
Yürümekten ayaklarınız aşınıp yorgunluktan bittiğiniz hissettiğiniz anda cafelerin birinde oturup, dinlenerek güzel Alman tatlılarının tadına varabilirsiniz. einstein cafe ler pek meşhur sturbucks tadında ancak daha yerel cafeler şiddetle tavsiye edilir.
Kahvaltı: her yerde bolca fırınları var bizdeki komşu fırınlar gibi kahvaltıları orada yapabilirsiniz.Benim bu gezi sonrası kendime ait bir fırın açma ve işletme hayallerim doruğa ulaştı, fırın değil adeta birer sanat evi harika kokular ve harika pastalarla yaşanan bir lezzet şöleni, tabi bu vesile ile güzel bir güne başlamanında ayrı bir zevki var.
Gezilecek Yerler
Zoologischer Garten: Kufustendam’dan 100 nolu otobüs, hayvanat bahçesi, çocukluğunuza dönmek için iyi bir fırsat, şehrin orta yerinde kocaman bir ormana yerleşmiş bir cennet, keşke İstanbul’umuzda da olsaydı, her yer yükselen gökdelen yerine arada soluk alınacak boşluklarla dolu olsaydı.
Breitschmmeidplatz ve Ku’damm Caddesi: Bizim kaldığımız yer Hard Rock Cafe, güzeldi uğrayabilirsiniz gece saat 01:30 da kapanıyor, Berliner bira tavsiye edilir. Her ülkede ziyaret etme alışkanlığınız varsa kaçırılmaması tavsiye edilir.
Schloss Charlottenburg (Charlottenburg Şatosu): M45 nolu otobüs ile gittik şato kapanmak üzereydi içini gezemedik ama yine de güzeldi. Avupada bir dönem soyluların en büyük övüç kaynaklrı şataloarı ve bahçeleri imiş hemen hemen her Avrupa şehrinde olduğu gibi burasıda turizme açılmış güzel yapılardan birisi.
Berlin Duvar Anıtı (Gedenkstatte “Berliner Mauer”): Şehir turu ile gittik, Berlin Duvarı (Almanca: Berliner Mauer) Doğu Almanya vatandaşlarının Batı Almanya‘ya kaçmalarını önlemek için Doğu Alman meclisinin kararı ile 13 Ağustos 1961 yılında Berlin’de yapımına başlanan 46 km uzunluğundaki duvar.Batı’da yıllarca “Utanç duvarı” (Schandmauer) olarak da anılan ve Batı Berlin’i abluka altına alan bu betondan sınır, 9 Kasım 1989‘da Doğu Almanya’nın, isteyen vatandaşların Batı’ya gidebileceğini açıklamasının ardından tüm tesisleriyle birlikte yıkıldı.(Kaynak Vikipedi)
Duvarı gezdik ve birer parçasını da belli bir ücret karşılığı anı olarak getirdik, Turistlere yönelik küçük hediye kartpostalları hazırlamışlar içlerinde duvardan kalan birer parça bulunuyor.
Pergamonmuseum (Müze Adası): 100 nolu otobüs geçiyor, bilet ile birlikte mutlaka panaroma istediğinizi belirtin, çok güzel hazırlanmış bir panaroma ile karşılaşacaksınız,O kadar heybetli bir hazinenin nasıl olupta oralara kadar götürüldüğüne hayret edeceksiniz, hayıflancaksınız ama bir taraftan da belki de iyi olmuştur, benim köylülerin sütunları yıllarca evlerinde bahçelerinde kullanmışlar bu arada arkeolojiyi Türkiye ye kazandıran ve Çağdaş müzeciliğin kurucusu sayılan Osman Hamdi beye teşekkür borcumuz var.
Reichstag (Parlamento Binası): Şehir turu ile gittik binayı gördük mimarisinden etkilendik :)
Brandenburg Kapısı (Brandenburger Tor): Üstünde dört atlı arabası heykeli olan kapı, şehrin en önemli sembollerinden, 1788-1791 yılları arasında yapılan Brendenburg Kapısı Pariser Platz’ın ortasında bulunuyor. Şehir turu ile gittik M45 te geçiyor
Alexanderplatz: Şehir turu ile gittik, Berlin’in merkezinde bulunan bir meydan ve ulaşım merkezi. Meydan Mitte ilçesinde ve Spree nehri ile Berlin Katedrali‘nin yakınlarındadır. Yerel halk arasında çoğunlukla kısaca Alex olarak adlandırılmaktadır. Güzel bir meydan, gezilmesi önerilir.
Fernsehturm (Televizyon Kulesi): Alexanderplatz civarında yer alıyor. Şehri kuleden izleyebilirsiniz, hava çok sisli olduğundan biz yapamadık :((
Müzeler Adası: Müzeler adasında 100 ve 200 nolu otobüsler gidiyor burası unesco tarafından korunacak yerler içine alınmış, (müzelerin olduğu yer Pergamon müzesi de dahil )
Kadewe Alışveriş Merkezi: Kufurstendamm civarından yürüyerek gidilebilinir. Biz gereksiz vakit harcadık, bence şöyle bir girilip çıkılabilinir. 6. katta çok güzel yemek çeşitleri var ancak çok kalabalık çok gereksiz bir gezintiydi, alış veriş merkezinden bol birşeyin olmadığı İstanbul’dan gidip Kadewe’yi gezmek çok mantıklı değildi, önünden geçmek yeter, yemek yemeyi hayal bile etmeyin kalabalıktan adım atacak yer yoktu.
Doğru Bilinen Yanlışlar :)
Şehir düzenli nüfusu çok az ve gayet eğlenceli, İstanbulun gece hatayını aramayacak canlılıkta bir gece yaşantısı var gece herkes dışarı ve yine sabahın erken saatlerinde herkes sokakta, çok canlı bir şehir.
Pazar günleri tüm mağazalar açık (noel nedeni ile olabilir)
Almanlar çok güzel (çirkin Alman kesinlikle görmedik ) çok sıcak ve de bir o kadar kibarlar
Yolu Berlin’e düşeceklere şimdiden iyi geziler.
Bu yazı 2866 defa okundu
- Sergüzeşt - 01/10/2012
- Araba Sevdası - 06/08/2012
- Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat - 11/04/2012
Bir yanıt yazın