Adrasan
Adrasan, 2 kilometre uzunluğundaki kumsalıyla Kumluca’ya yakın doğal güzelliklere sahip bir yerleşim birimi. 1996 yılında belde olmuş. Belde karadan denize ters rüzgarlar aldığı için, rüzgar gücünün egemen olduğu geçmiş yıllarda yelkenliler bu koya giremeyip medeniyet izlerini Olimpos, Phaselis ve Antalya limanlarına taşımışlar. Adrasan ismi Rumca’dan geliyor ve belde yeni adıyla Çavuşköy olarak da tanınıyor. Sırtını Beydağları’na dayamış olan koyun zemini kum ve denizi sığ çevresi ise karayolu olmayan birbirinden ilginç doğal güzelliklerle dolu. Adrasan, yerli köy halkının turizm yaptığı ender yerlerden biri. Adrasan’daki tesislerin %80’ini Çavuşköy sakinleri işletiyor. Buradaki tesislerde kaldığınızda kendinizi birkaç gün içinde aileden biri gibi hissetmeye başlıyorsunuz.
Adrasan’dan çevredeki koylara günübirlik turlar düzenleniyor. Adrasan’a bir saat uzaklıktaki Suluada, Sazak ve Ceneviz koyları teknelerin uğrak yerleri. Adanın batısında mozaik görünümlü siyah ve beyaz taşlarla bezeli kumsalda denize girebilirsiniz. Kuzeydeki Sazak limanı da suyuyla tanınıyor. Sazak’ın suyunun bağırsaklara iyi geldiği söyleniyor. Sazak limanı doğal bir havuzu andırıyor.
Yöre, Helenistik çağdan izler taşıyor. Yıllarca sit alan olması nedeniyle beton yığınına dönüşmeyen beldenin deniz suyu sıcaklığı yüksek ve sezonu uzun. 29 metreye yakın berrak sualtı görüş mesafesine sahip olduğu için balıkadam ve sualtı fotoğrafçıları için yeterli şartları oluşturuyor. Adrasan’ın kapalı koyu, geniş ve uzun bir kumsala sahip. Her yerinden denize girme imkanı var. Koyun karşısındaki Musa Dağı’na bağlı Eliğ, tepesi çökmüş bir deveyi andıran silueti ile ilgi çekiyor. Koyun başında Markız tepesi yer alıyor. Adrasan koyunun her iki tarafından çıkılan orman içi yükseklikler, koyun ne kadar estetik olduğu konusunda fikir sağlayacak güzellikler sergiliyor. Çevre gezilerine meraklı olanlar için Olimpos antik kenti, sönmeyen ateşiyle mitolojik dağdaki Yanartaş, en yakın gezi yerleri. Çıralı, Kaş, Demre, Myra, Patara, Xantos, Phaselis ve Antalya ise diğer uğrak yerleriniz olabilir.
Adrasan Ördekler Kahvaltı (Video)
Tarifi zor bir atmosfer, ayrılmak istemeyeceğiniz bir ortam Adrasan. Sakin bir tatil ve gerçek dinlenmenin tam adresi Adrasan. Adrasan Antalya’nın 100 km uzağında huzur ve sakinlik vaat ediyor. Antalya – Kaş yolu üzerinden ayrılıp denize doğru 22 km lik yolu kullanarak Adrasan’a iniyoruz. Adrasan deresinin yol tarafı araç trafiği ve otopark imkanı için kullanılırken, dere tarafında ise İstanbul Boğaz köprüsüne benzeyen sistemle kurulmuş olan asma köprüler, tesislerin bulunduğu karşı yakaya geçme imkanı sağlıyor. Gerek köprülerin gerekse tesislerin dizaynını gösterir şekilde dizilmiş şerit ampuller farklı bir atmosfer yaratıyor.
Denize doğru aktığı belli olmayan Adrasan Deresi, içine kurulmuş özel loca teraslar ve çevresinde yüzen ördek ve kazlarla şaşırtıcı bir güzellik sergiliyor. Özel hava akımına sahip dere boyunca esintili hava doğal klima görevi görüp nemi dağıtarak serinlik sağlıyor. Çevreye ve yürüyüşe meraklı olanlar için trekking alanları mevcut.
Bizim bu eşssiz belde ile tanışmamıza gelince; tamamen tesadüfi. Uğur bir arkadaşının düğününde iken sohbet esnasında birinden duyuyor buranın adını. Biz de 2 gün içerisinde tatile çıkmayı planlıyorduk, ancak gideceğimiz yerleri kesinleştirmemiştik. Adrasan hakkında biraz araştırma yaptıktan sonra tatilin ilk durağı olarak oraya karar verdik. Ve bu kararımızdan çok memnun kaldık. Her zamanki gibi, Booking.com’dan bulduğumuz Arikanda Otel’de 2 gece konakladık. Adrasan’da yemek için şu anlamda çok fazla seçenek yok, genelde otellerin bahçelerinde yemek yiyebiliyorsunuz. Sadece restaurant olarak hizmet veren bir tesis yok, en azından biz göremedik :) Bir akşam yemeğimizi otelde yedik ve son derece güzeldi. Derenin kenarında ve hatta üzerinde kurulu olan masalar çok güzel bir atmosfer sağlıyor.
Yemeğinizi yerken bir yandan da ördekleri, kuşları dinleyebiliyorsunuz, son derece doğal bir ortam. Öğlene kadar otelin güzel bahçesinde çay, gazete ve keyif yaptıktan sonra deniz kenarına iniyorduk.
İkinci günümüzde tekne turu yapmak istedik, fakat uygun saatte bir tekne bulamadık, fiyatları da pahalı geldi bize, o yüzden çok da çabalamadık açıkcası. Biz de denizde zaman geçirmeye ve kano kiralayıp onunla gezmeye karar verdik. Kanoyla başka bir koya kadar gidip geri geldik.
Akşama kadar denizde vakit geçirdikten sonra akşam yürüyüşü için keşfe çıktık. Başka bir yoldan koyun diğer ucuna kadar yürüdük. Adrasan’da bungalov evler olduğu gibi çok lüks oteller de mevcut. Bu yönüyle komşusu Olimpos’dan ayrılıyor. Yürüyüşümüz bittikten sonra içkilerimizi ve cipsimizi alıp sahildeki şezlongların üzerine kurulup keyif yaptık :)) Ertesi sabahki kahvaltımızın ardından Adrasan’daki tatilimize son verip tatilimizin 2. durağı olan Kaş’a doğru yola koyulduk. Biz tatilde tek bir yerde kalmak yerine, 2’şer gün farklı farklı yerlere gitmeyi tercih ediyoruz. Biraz fazla gezentiyiz deee :)) Yeni keşfimiz Adrasan’ı herkese tavsiye ederiz, özellikle çocuklu aileler de gönül rahatlığıyla gidebilir. Kafa dinlemek için son derece uygun :))
Bu yazı 3958 defa okundu
- Maymunlar Cehennemi: Şafak Vakti - 08/05/2015
- Herkül: Özgürlük Savaşçısı - 20/03/2015
- Cehennem Melekleri 3 - 11/03/2015
Bir yanıt yazın