Güvercinlik – Pina Yarımadası
Bodrum’a giderken sağ tarafınızda denizi gördüğünüz ilk yer olan yeşillikler içerisindeki kasaba Güvercinlik’tir. Sakin yaşamı, keyifli balıkçıları, 3-5 otel ve pansiyonuyla, Bodrum’u az çok bilen herkesin Güvercinlik denildiğinde yüzünde bir gülümseme oluşturacak kadar sevimli bir kasabasıdır. Aynı zamanda Bodrum yarımadasında Yalıçiftlik ve Güvercinlik’ten başka yeşil alan bırakılmadığı için bu güzel kasaba ve civarı Bodrum’un akciğerleridir.
5 sene önce Pina yarımadasıyla Kuyucak Köyü arasında bir yangın çıkmıştı. O yangında yüreğimiz parçalanmıştı, bahsettiğim o güzelim yeşillikler yanarken. Bölgedeki Doktorlar Sitesinde yazlığı bulunan ailem olayı canlı yaşamış, bölgedeki otelden yalınayak kaçan turistlere su ve gıda yardımı yapılmış, sonrasında yangının büyümesiyle 440 binalı site için boşaltma kararı alınmıştı. Çamlık alandaki kozalakların kurşun gibi bir oraya bir buraya zıplaması ve rüzgarın da etkisiyle epeyce bir can yitmişti ormanda. 238 hektarlık bölümdeki (55 Adet futbol sahasını yan yana koyarsanız felaketin boyutu belki kafanızda canlanır) o yeşilliklerin, kurumuş, sıska siyahlıklara döndüğünü bölgeden geçerken görmüştük. Senelerdir tekrar yeşillenmesini beklediğimiz ağaçlar, güdük güdük yeşillenmeye yeni başlamışken, koyun öbür tarafında birileri yanan (yakılan) ağaç fırsatını iyi değerlendirmiş.
[box type=”info”] Olayın yaşandığı sene, Milas Orman İşletme Müdürü Ayhan Bayrak ise yangına müdahalenin normal şartlarda yapıldığını belirterek “Yangına geç müdahale söz konusu olamaz. Yangına müdahale edecek helikopter Urla’dan gelip 25 dakika akaryakıt ikmali yaptıktan sonra hareket edebildi. Ayrıca yangının dağların tepesinde ve rüzgarın şiddetli olması facianın boyutunu arttırdı. Ayrıca bunların basit bir mangal veya piknikçi ateşinden çıktığını söylemek mümkün değil. Bu yörenin insanı, bu yörenin köylüsü böyle bir şeyi yapmaz. Yangınların altında daha ciddi konular aramak gerekir. Şimdi ekiplerimizi Kıyıkışlacık, İasos ve Akbük arasındaki ormanlık alanlara yönlendirdik, korkumuz oralara da ateş düşmesi” dedi.
http://karsiyorum.blogcu.com/guvercinlik-yangininda-sabotaj-iddiasi/1991953[/box]
Buradan, bağlayalım kimsenin çözemediği bürokrasi keşmekeşine. MNG denilen Holding, daha önce Orman İşletmelerinin Kampı olan ve sonradan tasarruf gerekçeleriyle kaldırılan kampın oraya 2006 senesinde bir otel yapmak için izin istemiş. Çevre ve Orman Bakanlığı 250 dönümlük alanı teşvik yasası çerçevesinde 49 yıllığına tahsis etmiş.
2008 senesinde iskeleler için izinler gelmeden sahil doldurulmaya başlanmış. Turizm Bakanı Ertuğrul Günay 2008 senesinde imarsız, izinsiz dolgunun kaldırılacağını, bölgenin tekrar ağaçlandırılacağını belirtmiş. Bu sözlerin üzerinden 4 sene geçmesine rağmen ne dolgu kaldırılmış durumda ne de bölge ağaçlandırılmış durumda. Yetmezmiş gibi bir de 5 katlı otel binası da dikilmiş ormanın ortasına. Geçtiğimiz günlerde gazeteci Cüneyt Özdemir konuyu gündeme getirdiğinde iki gün boyunca üst üste telefonlar almış. Birisi Turizm Bakanı Ertuğrul Günay diğeri de Muğla Valisi Fatih Şahin. İkisi de yazılanlara içerlemiş. Bakan, “Muğla il özel idaresi ve encümeninin verdiği kararlar mevcut, ben de çok rahatsızım, elimden geleni yaptım ve yapacağım” diyor. Muğla Valisi de durumdan çok rahatsız olduğunu ve mücadele ettiğini ve Turizm Bakanlığının imar yetkisindeki alanın hangi akla hizmet ve hangi Turizm Bakanlığı çalışanı tarafından kat ruhsatı verildiğini bilmediğini anlatıyor.
Ben tüm bunlardan şunu anlıyorum. MNG Holding öyle bir kurum ki, koskoca Bakan ve koskoca Vali, kendi yetki alanlarındaki bir yapılaşmadan bu denli rahatsız olmalarına rağmen durdurulamıyor. “Ben kimseyi dinlemem otelimi yaparım, orman falan umurumda olmaz” diyor ya da “birileri işlerini düzgün yapsalardı ben de bu konuların muhatabı olmazdım, kapı gibi iznim var istediğimi yaparım buraya” diyor.
Bu tüm bilgiler içerisinde beni ilgilendiren tek kısım, özellikle Bodrum gibi zaten 3 kuruş ağacı kalmış turizm cennetlerimizin ağaçlarının bu kadar sahipsiz kalmaması gerektiğidir. Ne Turizm Bakanı ve Muğla Valisi ne MNG umrumda değildir. Senelerdir Marmaris, Datça, Bodrum, Fethiye… vb beldelerimizde her sene orman yangınları çıkar(tılır). Bunların üzerine adam gibi gidilirse, suçlularına cezaları en ağır şekliyle verilirse, gerçek suçlularına da bölgeler tekrar ağaçlandırılarak cezalar verilirse, birileri böyle çarpık oluşumlara sesini çıkartabilirse, ses çıkartanların sesleri de duyurulabilirse, 15 sene sonra halen gidilebilecek turizm cennetlerimiz kalır.
Hepinize iyi tatiller :)
Bu yazı 2529 defa okundu
- Hasdal’dan Mektubum Var - 19/12/2013
- Hobbit: Smaug’un Çorak Toprakları - 13/12/2013
- Ofiste Sıcak Saatler - 19/04/2013
Bir yanıt yazın