Mucizenin Sonu mu Geliyor?
Geçtiğimiz iki hafta tam bir kabustu.
Eşim ile ben ağır bir viral grip sürecini hala atlatmaya çalışmaktayız.
Eskiden ota bota geniş spekturumlu! antibiyotik veren doktorumuz bu sefer; sizin rahatsızlığınız viral o nedenle antibiyotik bir işe yaramaz bu ağrı kesici ateş düşürücü ile boğaz pastilini alıp git evde zıbar dinlen ve biran önce geçmesi için dua et dedi :)
Sağolsun 2 gün de rapor yazdı, hoş ben 10 gün süründüm orası ayrı.
Sonra aşağıdaki yazı çıktı karşıma. Noktasına virgülüne dokunmadan aynen paylaşıyorum.
Bilinçsiz antibiyotik kullanımı nedeniyle her geçen gün antibiyotik direncinin artması uzmanları endişelendiriyor. Bu nedenle Dünya Sağlık Günü’nün bu yılki ana konusu ”antibiyotik direnci” oldu.
Alexander Fleming 1928 yılında penisilini yani dünya üzerinde geliştirilen ilk antibiyotiği bulmadan önce, sayısız insanın ölüm nedeni basit bakteriyel hastalıklar, yaralar ve enfeksiyonlardı. Örneğin Birinci Dünya Savaşı sırasında Amerikan askerlerinin yüzde 18’inin ölüm sebebi zatürreeyken, İkinci Dünya Savaşı’nda yani penisilinin keşfinden sonra zatürree nedeniyle hayatını kaybeden askerlerin sayısı yüzde 1’e geriledi.
Ancak dünya bu mucize ilacın sihrinden mahrum kalmak üzere… Dünya Sağlık Örgütü’nün Tüberkülozla Mücadele Birimi Başkanı Mario Raviglione antibiyotik direncinin küresel bir tehdit haline geldiği uyarısını yaptı. Raviglione “Dirençli bakteriler her yıl yüzlerce, binlerce kişinin ölümüne yol açıyor. Ayrıca geçmişte tedavi ve kontrol altına alınabilen bazı enfeksiyon hastalıkları söz konusu olduğunda, antibiyotikler öncesi çağa, 1930’lara, 1940’lara dönmüş durumdayız” açıklamasını yaptı.
Tarihte yeni bir sayfa açmıştı
Antibiyotiğin keşfiyle cüzzam, tüberküloz, bel soğukluğu ve frengi gibi hastalıkların tedavi edilebilir hale gelmesi insanlık ve tıp tarihinde yeni bir sayfa açılmasına neden olmuştu. Ancak antibiyotiklerin bilinçsiz ve yanlış kullanımıyla her geçen gün bakteriler antibiyotiklere daha dirençli hale geliyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre Avrupa’nın batısında bulunan 21 ülkenin 14’ünde antibiyotikler reçetesiz olarak satılıyor. Birçok doktor hâlâ grip gibi virüs kaynaklı hastalıkların tedavisinde hiçbir etkisi olmamasına rağmen hastalarına antibiyotik yazmaya devam ediyor.
Antibiyotik direncinin her geçen gün artması verem, sıtma, HIV, zatürree, ve diğer ölümcül enfeksiyon hastalıklarının tedavisini de tehlikeye düşürmeye başladı.
İlaçlar işe yaramamaya başladı
Dünya Sağlık Örgütü’nden yapılan açıklamaya göre her yıl sadece AB’de 25 bin kişi antibiyotiklere dirençli hale geldiği için tedaviye yanıt vermeyen bakteriyel hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor. Örgüt geçtiğimiz yıl yaklaşık 70 ülkede ilaç tedavilerine yanıt vermeyen ortalama 440 bin tüberküloz vakasının tespit edildiğini bildirdi. Üstelik sorun sadece bakterilerle sınırlı değil. Konu sıtma ve HIV’e karşı kullanılan özel ilaçlar olduğunda da aynı problem giderek artan oranda yaşanmaya başladı.
Dünya Sağlık Örgütü Tüberkülozla Mücadele Birimi Başkanı Mario Raviglione başlıca sorunun yeni antibiyotiklerin geliştirilmesi için yeterli araştırma ve yatırımın yapılmaması olduğunu kaydetti.
Avrupa’da her yıl 25 bin kişi antibiyotiklere dirençli hale geldiği için tedaviye yanıt vermeyen hastalıklar nedeniyle ölüyor
Raviglione “2004 yılında yeni geliştirilen 506 ilaçla ilgili yapılan bir araştırma bunların sadece 6’sının yani yüzde 1’nin antibiyotik olduğunu ortaya koyuyordu. Günümüz ilaç sanayiinin antibiyotik ve antimikrobiyal ilaçlara ne kadar yatırım yaptığıyla ilgili elde herhangi bir istatistik yok. Ancak bu oran en iyi tahminle yüzde 5’ten az. Daha fazla yatırım yapabilirler mi? Elbette, ancak bu soruyu yönelttiğinizde size ‘Biz kâr amaçlı firmalarız ve amacımız para kazanmak’ diyeceklerdir” şeklinde konuştu.
Antibiyotik direnciyle mücadele
Uzmanlara göre yeni ve etkili bir antibiyotiğin geliştirilebilmesi için en az 10 yıllık bir süreye ihtiyaç duyuluyor.
Dünya Sağlık Örgütü Başkan Yardımcısı Keiji Fukuda bu nedenle giderek daha büyük bir tehdit halini alan antibiyotik direnciyle mücadelenin büyük önem taşıdığına dikkat çekti. Keiji Fukuda “Konunun özeti üretilen çözümlerin sorunun hızına yetişememesi… Şu an yaşadığımız durum bu. Öncelikle böyle bir tehdidi ortadan kaldıracak sihirli bir değnek yok. Sorunu ortadan kaldıracak tek bir çözüm mevcut değil. İnsanlar antibiyotiklere ve antimikrobiyal ilaçlara bel bağladığı sürece bu durum bakterilerin direncini artırmaktan başka bir işe yaramaz” dedi.
Kaynak: DW Türkçe
Bu yazı 2266 defa okundu
- Trello ile Yeni Yıl Hedeflerinize Ulaşın - 16/11/2024
- 2016’da Neler Okudum - 16/01/2017
- Bir de Piri ile Gez - 09/01/2017
Bir yanıt yazın