Bayramda GAP Turu
Adana, Antakya, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Mardin ve Diyarbakır’ı kapsayan uçaklı 5 günlük GAP turuna Ekim’e denk gelen kurban bayramında gitmeye karar verdik. Mevsim olarak çok isabetli bir tercih yapmış olmakla birlikte, Kurban bayramının 1. Günü Gaziantep’te olmak çok iyi olmadı. Gerek müzelerin kısmen kapalı olması, gerekse restoranların hiç açılmaması günümüzü verimli geçirmemizi engelledi. Tura dahil olan Adana, Antakya illerine ise sadece geçerken uğradık.
Genel olarak; Güneydoğu’yu çok beğendim. Bana metropol hayatından sonra her anlamda farklı bir dünya gibi geldi. Şehirler arasında otobüsle giderken etrafımıza baktıkça gördüğümüz Mezopotamya toprakları gözümün önünden gitmiyor bir türlü; havası, insanları, yemekleri çok farklı. Defalarca gidip vakit geçirebileceğim bir yer. Mardin ve Midyat’ı daha önce görmüştüm, kendine has büyülü bir bölge. Ama bunun yanı sıra Gaziantep ve Şanlıurfa da tarihi ve kutsal yerler anlamında önemli şehirler.
Gaziantep’te bayram nedeniyle kapalı olduğu için göremediğimiz Bakırcılar Çarşısı ve öğleden sonra gezebildiğimiz dünyanın en büyük mozaik müzesi Zeugma Mozaik Müzesi görülmesi gereken yerler. Zeugma Antik Şehrinin kalıntılarıyla oluşturulan müzede mozaiklere ilk baktığımda çok fazla bir şey anlamamıştım, ancak bir süre sonra yapılan işin görsel zenginliğini fark edebildim.
Şanlıurfa’da Balıklı Göl’de rahatlıkla bir gününüzü geçirebilirsiniz. Bunun yanısıra kutsal yerlerden Hz. Eyyub’un Sabır makamı, Harran Ovası, M.Ö. 10000 yıllarına ait kalıntıların olduğu, taşlara çizilmiş dinozor resimlerini gördüğümüz Göbeklitepe mutlaka görülmesi gereken yerler.
Şanlıurfa’nın Birecik ilçesindeki batık şehir Halfeti, yörenin “Gizli Cenneti”. Fırat Nehri üzerinde kurulan Birecik Barajı sonucu yöre, kısmen sular altında kalıp muhteşem bir görüntüye bürünmüş. Tekne gezisi ile köye ait kalıntıları ve nehri yakından seyredebiliyorsunuz. Gerçekten Fırat suyu bir başka akıyor. Sadece o nehri izlemek bile ayrı bir keyif. Yine aynı ilçede yeralan Kelaynak Üretme İstasyonu ziyareti de oldukça anlamlıydı. Kelaynak kuşlarının neslinin korunmasına kendini adayan bir kişi tarafından ayakta tutulan yerde, metropol hayatında pek de aklınıza gelmeyecek olan; türlerin tükenmesi, doğanın dengesinin bozulması üzerine tekrar düşünme fırsatı bulduk.
Bu bölgeye gitmişken Adıyaman’daki Nemrut’a çıkmaya kesinlikle üşenmeyin. Biz program sıkışıklığından günbatımı yerine gündoğumuna gitmek durumunda kaldık. Gece 03:00’te kalkıp yollara koyulduk ve kesinlikle pişman olmadık. Oralarda bulunmak, onca insanla birlikte günün doğmasını dakika dakika beklemek inanılmazdı. Dönüşte uğradığımız Cendere Köprüsü ayrıca güzeldi. Bir köprü insanı nasıl bu kadar etkiler pek anlamadım, ama yine gözümün önünden gitmeyen bir görüntü daha.
Şehirler yanısıra yemeklerden ayrıca bahsetmek istiyorum. Yolun kenarında gördüğümüz tezgahlardan aldığımız baklavalar, çiğköfteler bile inanılmaz lezzetliydi. Mardin’deki süryani şarabı, menengiç ve yedi karışımlı kahve çok güzeldi. Şanlıurfa’daki sıra gecesi, davulcunun yaptığı şovla birlikte, çok yorgun olduğumuz bir gün gitmemize rağmen çok keyifli geçti. 5 gün içinde yaptıklarımızı yazarken bile turda neden bu kadar yorulduğum anlaşılıyor. Kesinlikle süresini aşan bir kapsamı vardı. Bunun yerine her birine birkaç gün ayırarak ve hepsini bir arada görmek yerine gruplayarak gitmek kesinlikle daha mantıklı görünüyor.
Bunca şeyin üstüne söyleyebileceğim tek şey yukarıda yazılanları ön bilgi olarak alıp, GAP’ı, yaşananları sadece gazetelerden, internetten okumak yerine gidip yerinde görün, yaşayın demek olabilir.
Herkesin yolu açık olsun. (Dönerken yollar biraz kapalıydı da.)
Bu yazı 2158 defa okundu
- Bayramda GAP Turu - 12/11/2014
- Madrid Valencia Gezisi - 05/08/2014
- Sapanca Maşukiye Turu - 23/06/2014
Bir yanıt yazın