Sapanca Maşukiye Turu

Baharın sonu yazın başı derken bir trekking ile sezonu taçlandıralım istedik, çok da iyi yaptık… Ani bir kararla günübirlik Sapanca Maşukiye turuna katıldık… Üniversite yıllarından beri defalarca gittiğim aşıkların köyü Maşukiye’yi bu sefer de bir turla gezdik. Dere kenarında aldığımız kahvaltı ve uzuun çay keyfi sonrası önce alabalık çiftliğine yol aldık… Girişindeki bekçi köpekleri insanları korkutmak için mi yoksa insanlara arkadaşlık etmeleri için mi koyduklarını tam kestiremedik.. Görüntüleri ürkütücü olsa da insanlara çok yakın hayvanlardı.

Çiftlik sonrasında şelale görmek için dere tepe aştık. Önce tur rehberimizin zorlu parkurdan bahsederken kesinlikle latife yaptığını düşünmüştüm… Çoluk, çocuk, yaşlı, genç, gayet şık da giyinen bir gruptan böyle bir şey bekleyemezdi… Yanılmışım… Bayağı bir trekkinge gitmişliğim vardır, ilk defa böyle zorlayan bir parkurla karşılaştım… Tek başına yardımsız geçilemeyecek dar dik yokuşlardan indik çıktık, dere tepe aştıkkk ve minik(!) şelalemize ulaştık… Bu arada buzz gibi suda da ayaklarımızı dinlendirmeyi de ihmal etmedik… turu tamamladığımızda bütün turda sanki survivor ı kazanmış gibi bir coşku vardı. Ekibin en küçük elemanı Turabi Turabi diye çığlık atıyordu J

Öğlen, yine kahvaltı aldığımız yerde kiremitte alabalık ve üzerine fırında limonlu helva tatlımızı yedik.. Tur, piyasa fiyatlarına göre gayet uygun olduğundan yemeklerle ilgili çok bir beklenti içinde değildik. Hizmet ve misafirperverlik gayet yerindeydi…

Akşamüstü Sapanca gölü etrafında yürüyüş ve göl kenarında dinlenme ile geçti… Hafta içi internetten baktığımız hava durumunda fırtına gördüğümüzden göl kenarında çok bekledik fırtınayı … Ama gelen giden olmadı… Bir geziyi daha macerasız kapatmak zorunda kaldık

Dönüşte minibüste yaşadığımız atmosfer evlere şenlikti… Grup kendi neşesine bizi de dahil etti. Sazlı, sözlü, bol göbekli ve gayet eğlenceli bir yolculuk oldu. Yorgun ve mutlu şekilde turumuzu da sonlandırmış oldukkk…

Bu yazı 1460 defa okundu