Tarla Kuşuydu Juliet
Gerçekten de aklıma bu oyunu izleyene kadar hiç gelmemişti. Ya o büyük aşk hikayelerindeki karakterler sonunda kavuşup evlenselerdi. Acaba nasıl bir hayatları olurdu?
Düşünsenize komşunuz Leyle ile Mecnun mesela. Mecnun eve her akşam sarhoş geliyor ve sürekli Leyla ile kavga ediyorlar :) Ya da Ferhat ile Şirin bir mağaza da hangi ütüyü alacakları konusunda yüksek sesle tartışıyorlar.
Acaba o büyük aşkları ömür boyu sürer miydi? Yoksa bir çok kişinin söylediği gibi acaba evlilik aşkı öldürüyor mu?
İşte Ephraim Kishon bu soruyu düşünerek yazmış Tarla Kuşuydu Juliet oyununu.
Shakespeare’ in yüzyıllardır insanları gözyaşına boğan karakterleri Romeo ve Juliet, Ephraim Kishon’ un yeni kurgusunda günlük yaşantı ve çığırından çıkmış bir evlilik içinde ele alınıyor. İntiharın eşiğinden döndükten sonra evlenip bir de çocuk sahibi olan “kıdemli aşıklar” kimsenin öngöremediği bir hayatı sürdürürler. Bu dünyanın yaratıcısı Shakespeare mezarında ters döner ve olaylara müdahale etmek üzere eve gelir.
Engin Alkan’ın rejisiyle Romeo ve Juliet öyküsüne farklı bir yerden baktıran ve çağdaş bir “klasik” olarak İ.B.B. Şehir Tiyatroları repertuarında yerini alan oyunda, öten tarla kuşu muydu bülbül müydü sorusunun cevapsızlığı altına “aşk nasıl bu hale gelir”in cevabı aranıyor.
Pişirilen yemeklerin buharlarının canlı icra edilen notalarla kaynaştığı iki saatlik şölende, tariflere uygun yapılmaya kalkıldığında hep tadı kaçmış, alışveriş listelerinde unutulmuş, akşam yemeği telaşı arasında kaynamış ve sonunda dibi tutmuş “efsane aşk” ın tüm zamanlarda, tüm tanıdıklığıyla “ille de var” lığı hatırlatılıyor.
Bu yememek kokuları o kadar yoğun ki tok giden insanı bile acıktırıyor.
Bizden söylemesi oyuna sakın ola aç gitmeyin :)
Bu yazı 2937 defa okundu
- Trello ile Yeni Yıl Hedeflerinize Ulaşın - 16/11/2024
- 2016’da Neler Okudum - 16/01/2017
- Bir de Piri ile Gez - 09/01/2017
Bir yanıt yazın