Sille & Sille Konak Restoranı

Çatalhöyük sonrasında programımızda Sille vardı. Konya’nın 8 km kuzey batısında, antik bir Rum köyü.

Dağlık arazide yer alan bir vadinin iki yakasına kurulmuş. Burası Toros dağlarının uzantısı olarak kabul edilen ve sönmüş bir volkan kraterinin kuzey eteğinde yer alıyor.

Yemek yemek için tam meydandaki Sille Konak Restoranına uğrayabilirsiniz.

Yöresel konya yemeklerinin yapıldığı ahşap bir konak.

Burası sonradan öğrendiğimize göre 357 yıllık bir papaz eviymiş ve restore edilmiş.

İkinci kattaki gelin odası, damat odası, seymen odası gibi antika eşyalarla donatılmış odalar vardı.

Alt katta genişçe bir salon ve açık mutfak olarak kullanılan içinde fırın bulunan bir mekan vardı fakat çok kalabalık olduğu için biz üst katta yemek yemeyi tercih ettik.

Odalarda yemek yiyebilir miyiz diye sorduk ancak odalar sadece sunum için hazırlanmış. Ya da en azından bize öyle söylendi :(

Yemekleri oldukça lezzetli ancak höşmerin helvasını biraz farklı yapıyorlar eğer Konya Konak restoranda daha önce yediyseniz buradaki höşmerim helvası sizde hayal kırıklığı yaşatabilir.

Sille’ye gitme amacımız Aya Elena kilisesini gezmekti ancak restorasyon çalışması nedeni ile kapalıydı. Tabi tabelasında yazılana göre çoookkktan tamamlanması gerekiyordu ama tamamlanmamış.:) Bu nedenle Aya Elena Kilisesini gezemedik.

Bizde köyün yamacındaki mağaraları gezdik. Daha sonradan öğrendik ki buralarda arkeoloji kazılarında rahip ve rahibe kemiklerinin olduğu 10 kadar mezar tespit edilmiş.

Mağaraların hikayesi şöyle anlatılıyor;

On İki Havari’den ikisi Aziz Barnabas ve Aziz Pavlus, Hz. İsa’nın çarmıha gerilmesinden sonra, radikal Yahudilerin yoğun ve şiddetli baskısından kurtulmak için kendilerine inanan ilk Hristiyanları da yanlarına alıp, İkonia’ya (Konya) gelirler. Fakat burada da şiddetli ve yoğun baskı devam edince şehrin kuzeybatısında bulunan Takkeli Tepesi’nde yer alan mağaralar, onları bağrına basar. Sille dağlarına oyulan bu ilk ibadethaneler, İsa’nın ilk müritlerine ev sahipliği yapar.