Kınalıada Prens Adaları
Merhabalar Efendim :) Prens Adaları Keşif Turu’muzda bu sefer Kınalıada’dayız. 13 Temmuz 2013 Cumartesi sabahı yine Bostancı’dan Mavi Marmara ile çıktığımız yolculuğumuz Kınalıada Süleyman Baş İskelesi’nde son buldu. Begonvillerle dolu güzel manzarasıyla bizi karşılayan adanın batısına doğru yürümeye başladık. Bir cafede türk kahvesi molasının ardından denize giren insanların yanından Dondurmacı Yücel’e doğru gitmeye başladık. Dondurmacı Yücel, biraz sonra karşımıza çıkacak gül şeklinde dondurma yapan seyyar bir ada esnafı. Yürüyüşümüz sırasında karşılaştığımız ada esnaflarını kalkındırmak için ufak tefek birşeyler almak istedik; ada galetacısı, ada dondurmacısı gibi. Gül şeklindeki meyveli dondurmamızı aldıktan sonra yürüşümüze devam ettik. Amacımız yine, yürüyerek adanın çevresini dolaşmaktı. Adanın etrafındaki koylar eşliğindeki yürüyüşümüzde çok eğlenceli bir evle karşılaştık. Sizin belki çöp diye atacağınız ıvır zıvır herşeyi biraraya getirmiş ve çok eğlenceli bir atmosfer yaratmış olan bir ev. Camları ve kapıları da o kadar küçük ki sanki Hobbit Evi :) Eski ayakkabıları saksı yapmışlar. Evin tamamı ahşap. Bizim çok hoşumuza gitti bu ev, giderseniz mutlaka görün, çok eğlenceli. Ada küçük olduğu için çevresini yürümemiz çok uzun sürmedi. Adayı o kadar beğendik ki hemen ayrılmak istemedik, güzel bir mekanda çay eşliğinde kitap okuma molası verdik. Ada meltemi eşliğinde huzur dolu geçirdiğimiz bir saatin ardından tekrar İstanbul karmaşasına geri dönme vakti gelmişti maalesef. Adadaki evler ve bahçelerindeki begonviller çok hoşumuza gitti. Ancak ada betonarme bir hale gelmiş, evler de bitişik nizam, yazlıkçı mekanı olmuş.
Şimdi de ada hakkında genel bir bilgi verelim sevgili okuyucularımıza :))
Kınalıada, İstanbul Adaları içinde en küçüklerinden biri. 1500X1100 metre büyüklüğünde. Adı, demir ve bakır madenlerinin etkisiyle kızılımtırak olan toprağının renginden gelir. Prens Adaları diye bilinen ada topluluğunun meskûn olanlarının içinde İstanbul’a en yakın olanı. Belki de bu yüzden, Bizans döneminde ada sürgünlerinin çoğu buraya getirilmiş. Bu sürgünlerin en önemlisi Romen Diyojen. Eski adı Proti. Çınar Tepesi, Teşvikiye Tepesi ve Manastır Tepesi olmak üzere üç tepesi var. Adalar’daki tek Ermeni Kilisesi Surp Krikor Lusavoriç. Manastır Tepesi’nde Rum Ortodoks Hıristos Manastırı var. Adanın tarihi dokusu da çok fakir.
Kınalıada’da, çok kayalık olması nedeniyle, ağaçlık bulunmamakta. En çıplak adalardan biridir, en az ağaç bu adada görülür. Bizans döneminde, surların yapımı için buradaki kayalıklardan taş getiriliyormuş. Adadan çıkartılan taşlar nedeniyle arazi bozulmuş. Adada en çok dikkat çeken özellik, Çınar Tepesi’ndeki büyük radyo ve televizyon antenleri.
Ada, geçmişte suyu ve elektriği de olmadığı için diğer adalardan çok daha sakin. Ada’ya elektrik 1946 yılında gelmiş. Önceleri tankerlerle taşınan suları kullanan ada halkı, susuzluktan 1981 yılında kurtulabilmiş. Adanın ilk sakinleri Ermeniler. Esasen, Osmanlı döneminde Ermenilerin meskun olduğu bir ada olarak bilinmekte. 1846’da, Adalar’a vapur işlemeye başladıktan sonra Rumlardan ve Türklerden de adaya yerleşenler olmuş. Kınalıada’nın nüfusu uzun yıllar bir kaç yüzü geçmemiş. Daha sonra yeni yerleşimlerle kış nüfusu 2000’e yükselmiş. Yaz nüfusu 20-30 bin civarında.
Ulaşım:
Kınalıada’ya İstanbul Şehir Hatları, İstanbul Deniz Otobüsleri, Mavi Marmara, Turyol firmaları düzenli olarak sefer düzenlemekte. Bostancı’dan kalkan motorlar yaklaşık 30 dakikada adaya varırken, Kabataş’tan kalkan vapurlar 1 saat, Kabataş’tan kalkan deniz otobüsleri yaklaşık 40 dakikada adaya varmakta. Kınalıada’ya sefer yapan firmalar genelde yaz ve kış olarak 2 tarife kullanmakta. Bu seferlerin sıklığı da hafta içi ve hafta sonu günlerde değişmekte. İlgili seferler tarifeler kullanılarak takip edilebilebilir.
Bu yazı 5787 defa okundu
- Maymunlar Cehennemi: Şafak Vakti - 08/05/2015
- Herkül: Özgürlük Savaşçısı - 20/03/2015
- Cehennem Melekleri 3 - 11/03/2015
Bir yanıt yazın