Prens Adaları Burgazada

Merhabalar Efendim:))
Herşey haftasonları çalışan bu kulunuzun 6 Nisan 2013 Cumartesi günü tatil olmasıyla başladı. Baharın da gelmesiyle birlikte bu güzel tatil gününü adada geçirmeye karar verdik ve mekan olarak kendimize Burgazada’yı seçtik. Kahvaltımızı adada yapmak üzere Bostancı’dan Mavi Marmara motorlarıyla yola koyulduk. Güzel bir deniz yolculuğunun ardından adaya ulaştığımızda öncelikli hedefimiz kahvaltı yapmak için güzel bi mekan bulmaktı. İskelenin yakınındaki mekanlara göz gezdirdikten sonra Burgazada’daki öğretmenevine doğru yola koyulduk. İskeleden sağa doğru devam edince yokuşu çıktıktan sonra tepede solunuzda kalıyor, öğretmenevi. İçeri girip bakınca yiyecekler, manzara ve fiyat dengesi son derece cazip gelince oturmaya karar verdik. Ağaçların arasından görünen deniz manzarası eşliğinde şahane keyifli bir kahvaltı yaptıktan sonra adayı keşfe çıktık. Dağ tepe demeden tırmandık ve muhteşem ada manzarasını seyre daldık. Sait Faik’in de bahsettiği meşhur manzara… Tiyatro grubumuzun ya da severlerin bildiği “Meraklısına Öylesine Bir Hikaye” adlı oyundan Sevgili Naşit Özcan’ın usta oyunculuğuyla hafızalarımıza kazıdığı sahnelerden bahsederek dolaştık adanın sokaklarını. Eee, Burgazada’ya gidip de Sait Faik’in evini görmeden olur mu? Olmaz tabi ki dedik ve leblebimizle suyumuzu alıp gittik (bi rakımız eksikti anlayacağınız:)) Ancak restorasyon sebebiyle içeri giremedik. Olsun bu bile bizi mutlu etmeye yetti. Sait Faik’in evinin tam karşısında güzel bir kilise bulunuyor, orayı da ziyeret ettik. Ve tabi ki olmazsa olmaz rituelimizi de yaptık. Ne mi? Tabi ki mum yakmak :) Ben kiliselere gidince dayanamıyorum, illa bir mum yakmam lazım :)) Bu güzel gezimizin ardından yine Mavi Marmara ile geri döndük. Ve bu güzel günün ardından 2013 yazında Prens Adalarını yürüyerek keşfetme kararı aldık. Dolayısıyla diğer Prens Adaları yazılarını da okuma fırsatı bulacaksınız.

Şimdi ada hakkında genel bilgi verelim okuyucularımıza :))

Burgazada, İstanbul Adaları’nın büyüklük olarak üçüncüsü. Ada yuvarlak bir biçimde ve eni boyu yaklaşık 2 kilometre. Ada üzerindeki tek tepe Bayrak Tepesi. Ada, yalı ve köşkleri, güzellikleri ve zerafeti ile tanınmış.
Güzel ahşap köşkler genellikle sahilde Gezinti Caddesi’nde, Kaşıkadası ve Heybeliada’ya bakan tepenin eteklerindeki Gönüllü ve Mehtap sokaklarında. Ev fiyatlarının ve kiralarının çok yüksek olması nedeniyle İstanbul’un zengin kesimlerinin ve ünlü sanatçıların tercih ettiği pahalı bir sayfiye yeri, burası. Vapur iskelesinden doğuya doğru gidildiğinde adanın eski plajına ulaşılıyor. Buradan Heybeliada’ya doğru uzanan bir burun ve burnun ucunda bir fener var. Plajın güneyinde Mezarlık Burnu yer almakta. Bu burundaki kaya dönüldüğünde adanın güney kıyılarına geliniyor. Burası, Bayrak Tepesi’nin bulunduğu sarp mevki. Kıyıdan duvar gibi yükselen bu tepenin üzerinde Hristos Manastırı var.
Aynı yönde kıyıdan devam edilince Kalpazankaya’ya geliniyor. Kalpazankaya’nın hemen yanında bulunan küçük koy, Burgaz’ın gezinti yerlerinden biri. Kalpazankaya’nın güneyinde Marta Koyu, kuzeybatı tarafında Aya Yorgi Manastırı bulunmakta.

Türkiye’nin ilk sanatoryumlarından biri 1928 yılında Burgazada’sında kurulmuş. Adada 1953 yılına kadar cami yapılmamış. Fethin 500. yıldönümü dolayısıyla 1953’te belediyenin verdiği bir arsaya küçük bir cami inşa edilmiş.

Büyük İskender’in generali, Demetrios’un babası olan Antigone buraya büyük bir kale yaptırmış. Ada önce onun adıyla anılmış, sonra Yunanca kale/burç anlamına gelen Burgaz (Pyrgos) adını almış. Ortodoks kilisesinin en saygın patriklerinden Metodios’un ikonakırıcılar tarafından adadaki bir mahzende yedi yıl hapsedildiği söylenmekte. Bugün bu mahzenin üzerinde Ayios İoannis Kilisesi bulunmakta. Evliya Çelebi’nin 17.yy’da yazdığnıa göre, ada halkı Rumlardan çok az sayıda da Yahudi ve Ermenilerden oluşmakta.

En az 1 kilometre genişliğindeki boğaz Heybeliada’yı Burgaz (Antigoni) Adası’ndan ayırır. Antikçağ yazarları bu adaya Erebinthus, Bizanslı yazarlar ise Therebintos ya da Panormos adını vermişler.

Çağdaş Türk edebiyatının önemli yazarlarından hikâyeci Sait Faik Abasıyanık, hayatının bir bölümünü burada geçirmiş. Burgaz Adası ve diğer İstanbul Adaları, hikâyelerinde önemli yer tutmuş. Abasıyanık’ın Burgaz’daki evi, Sait Faik Müzesi adıyla müze haline getirilmiş.

İstanbul’daki Rumların nüfusunun azalmasıyla birlikte, adadaki Rumların sayısı da çok azalmış. Bugün çok az Rum kalmış. Buna karşılık, adada İstanbullu Yahudilerin sayısı artmış ve adanın nüfusunun büyük bir oranını Türkler oluşturmakta. Adanın sol yamacındaki Avusturya Lisesi’ne ait binalarda ise Avusturyalı rahip ve rahibeler yaşamakta.
Burgaz’da 6 Ekim 2003 büyük bir orman yangını çıkmış. Şiddetli lodosla nedeniyle bu yangında önemli miktarda ağaç yanmış.

Ulaşım:
Burgazada’ya İstanbul Şehir Hatları, İstanbul Deniz Otobüsleri, Mavi Marmara, Turyol firmaları düzenli olarak sefer düzenlemekte. Bostancı’dan kalkan motorlar yaklaşık 30 dakikada adaya varırken, Kabataş’tan kalkan vapurlar 1 saat, Kabataş’tan kalkan deniz otobüsleri yaklaşık 40 dakikada adaya varmakta. Burgazada’ya sefer yapan firmalar genelde yaz ve kış olarak 2 tarife kullanmakta. Bu seferlerin sıklığı da hafta içi ve hafta sonu günlerde değişmekte. İlgili seferler tarifeler kullanılarak takip edilebilebilir.

Bu yazı 1884 defa okundu

About
Latest Posts

Kafkas Ruhu

Burgazada Prens Adaları

İlgili

Bir yanıt yazın